Yalnızlığın Yalnızlığına

 Unutma sevgili çocuk, hayat seni ne kadar yorarsa yorsun sakın ola ki gülümsemeyi ve de gülümsetmeyi unutma. Kabul, yaşamak zor; kabul, nefes alamadan nefes olmaya çalışmak daha da zor. Fakat, neylersin ki bizim gibilerin defterlerinde yazan da bu. Bu yüzden, hiçbir zaman sakın ola ki şikayet etme. Sabırlı ol evlat. Hâttâ şükür et.

 Zaman ve de hayâllerin senin en büyük dostların olacaktır. Onlara sırtını dönme, iteleme. Tersine; sarıl, peşinden koş ve de anın tadını yaşa.Unutma, bir daha yirmi bir yaşında olmayacaksın ya da dört. 

Parası değil yavrum; mutluluğu doldursun hayatını, seçtiğin mesleğin. Çünkü sevgili çocuğum; gelecek denilen olgu yalnızca "sen" iken bu kadar yormuyor "sen"i. Paran bitecek, peki ya mutluluğun? İşte onu bir ömür taşıyacaksın koynunda. Her anlatımında, her defasında hem de, bir kez daha yaşayacaksın ve bin kez daha mutlu olacaksın. Mutluluk o kadar da uzak değil anlayacağın. Bu güzide duyguyu asla ama asla para ile kıyaslama evlat. Bilesin ki mutluluğun hep ağır basacak. Paranın mutluluğu? Her şeyi "satın alamazsın". 

 İnsan denilen varlığı sev! O seni sevmese de. Sürekli kovsa da. İstemese de, ötelese de! Sen vazgeçme evlat; sevmekten, gülümsemekten ve de yardım etmekten.

 Eğer olur da tanışabilirsek; ömrüm, ömrüne tanıklık edebilirse; sarılmaktan, sığınmaktan birbirimize kaçınmayalım.Ne kadar kızdırsak da yansımalarımızı, en dehşet karanlıkta yine en güçlü kahramanlardan olalım.

 Bir de... Ne zaman olur da yorulursan, yaz evlat. Dua et ve de yaz. Çünkü insanlar bile bir yere kadar "liman" olabiliyor sana. Onların sınırlarına yaklaşınca, kalkanlarının soğuk yüzeyleri ürpertiyor körpe yüreğini. Bu yüzden her zaman dua et ve de yaz. " Allah ki sana şah damarından daha yakın." ;  " yazmak" ki, sana en iyi dost olan "sana" açılan bir kapı. Ya da böyle sanılagelen... 

 "Yalnız değilsin." dersem sakın inanma bana. Somut olan hiçbir şeye sığınamayacaksın. Belki bir ben,bir de hayatından çıkana kadar koyun koyuna iki damla gözyaşı arasında uyuduğumuz geceler hariç. Daha sonra? Ben bile seni anlamayınca... Sırıl sıklam yalnız olacaksın. Üzgünüm, "insaoğlu nankördür" oğlum/ kızım. Bu yüzden alış ki yalın olmaya sonrasında yıkılmasın yaratacağın güzel dünyalar. 

 Oku evlat. Her zaman oku.  Kİtapları, doğayı, insanları, olayları, ruhunu oku. Okudukça, insanlara çok daha kolay yardım edebilir hâle geleceksin. Bunlardan asla ama asla karşılık bekleme. Bir tebessümün şerefi senin için kâfi.,

 Yorulursan yaşamaktan... Gelecek kuşağına bir mektup yaz. Aynı benim sana yaptığım gibi. Kimse sırtındaki yükü almayacak biliyorsun değil mi?  Hiç kimse anlamayacak da seni; için için ağlarken onlara gülümsemek için verdiğin savaşı.

 Bu arada, olur da rast gelirsen sana olan sevgime, sen de böyle sev senden olmayanları da. Ayrımcılık yapma sakın ve de şunu da unutma, " Her insan gülümsemeyi, değer görmeyi hak eder." Bu yüzden nerede üzgün birini görürsen, tanısan da tanımasan da, koşarak yanına git ve onu mutlu et. Aç ise doyur ama onu incitme bunu yaparken. Hayâlleri aç ise kitap hediye et mesela. En güzeli konuşmak ama. Değerli hissetmesini sağla. Çünkü her canlı  değerlisir evlat. sana zarar verse bile.

 Hayâllerinin peşinden koşmayı asla bırakma! "Arka-daş"larına sırtını dönme! YAzmaktan, konuşmaktan ve de koşmaktan asla korkma. Yorulduğunda? Haklısın evlat, insan bağzı anlarda yorulmaktan dahi yoruluyor. O zaman... Çık bir tepeye ve de özgürce düşün. Otur bir ağacın altına ve de dinlen. " Şehrin insanı" olma ama. Şehirde, ağaçları kesiyorlar evlat, düşüncelerini, özgürlüğünü de keserler. 

Sevgili evlat, sanırım bu sefer benden bu kadar. Yorulacağım bir hayat beni bekliyor. Dostluğuna ve de can yoldaşlığına teşekkür ederim. Bir sonraki sefer?  Ne zaman ki ruhum, yorgunluğun pençesinde kıvranır işte o zaman bir kez daha çalarım kapını. 

Yalnızlığın yalınlığında da olsan, gülümse ve de gülümset.