Sefaletimin Işığı

Kahrolmuş bir ruhu saklayan iyi görünümlü bedenlerin çektiği acı ve ızdırap cehenneme eşdeğer midir? Uzun sıcak bir yaz gününde seni anımsatan anılarla içine tıkıldığım beynimin dört duvarlı, kaçışı olmayan bir hapishane hücresi gibi olması beni içten içe daha da yakarken, sesini özlediğim o gülüşünün artık beni mutlu edemeyeceğini ve başkasını mutlu ettiğini bilmek beni gerçekten çekilmez bir insan yaptı.

Sen geldiğinde ben acınası bir halde değildim, güçsüz değidim, mutsuz da değildim. Ama sen gittiğinde ne gücüm ne mutluluğum ne dimdik durabilme kabiliyetim ne de buna benzer bütün duygularım kaldı. Üstüne bana kalan sadece acı ve ızdıraptı.

Sen geldiğinde değil de gittiğinde benim tüm sefaletimi aydınlatacak tek ışık kaynağı oldun. Karanlığa mahkum bırakıp bir daha ışığı açmamaya yemin etmiş gibi kaçıyorsun benden. Bense yeni bir güne uyanıp aynı acıları yaşarken buluyorum kendimi.