Kış geliyor, onları unutmayalım!

Havalar soğudu, ince ve kısa kollu kıyafetlerimiz kaldırıp uzun kollu ve biraz da kalın olan kıyafetlerimizi de ortaya çıkarttığımız günlerdeyiz. İstanbul'da da aniden bastıran yağmurlar ve soğuk havalardan muzdaribiz. 

Bizler böylesi havalarda üşüyüp hemen kalın kıyafetlerimize sarılabiliyorken, bu soğuğu sokaklarda ciğerine kadar yaşayan insanlar ve hayvanlar var. İstanbul trafiğinde her gün onlarca evsiz insana rastlamanız mümkün. Kimi zaman kuytu köşelerde, kimi zaman bir çöplükte, çoğunlukla ise arabalarımızın altında saklanan minik kediler, mazlum köpekler de var.

Her gün işe giderken geçtiğim İstanbul Park yolu üzerinde, onlarca köpek görüyorum. Kemiklerini bile sayabileceğiniz kadar zayıf, gözlerine mahsunluk çökmüş, şehrin en dışına atılmış köpekler... Şehrimizde görmek istemeyip hemen belediyeye ihbar ettiğimiz o köpekleri yiyecek bile bulamayacakları o ücra köşelere atıyoruz, vicdanımız bile sızlamadan.

Evimin bulunduğu sitenin bahçesinde minik yavruları olan bir sürü kedicik var. Onlarca yavru, yaşam mücadelesi veriyor dışarıya göre nispeten daha korunaklı site içerisinde. Ama onlar da bizlerin vereceği iki lokma yiyeceğe ve bir kap suya muhtaçlar. Şehir hayatı onların yemek bulmasını engelliyor çünkü, bizler engelliyoruz! Dünya sanki sadece bizimmiş, bize aitmiş gibi yaşıyoruz...

Önümüzde sert geçeceği her halinden belli olan bir kış var ve bizler bir şeyler yapabiliriz. Belki ufak kaplara yediğimiz yiyeceklerden kalan yemekleri koyarak onlara verebiliriz, belki marketlerde 2 liradan satılan mamalardan alıp onları mutlu edebiliriz. Belki de sadece bir kap temiz su verebiliriz! Bunların hepsi bir kenara, üç-beş lira harcayarak onları soğuktan bir nebze de olsa koruyabilecek minik yuvalar yapabiliriz.

Yemek kolay, yuvayı nasıl yapacağız?

Evet, yavrucuklara yemek vermek kolay. Ne versek yiyorlar zaten, çünkü açlar! Ve soğuktan kendilerini koruyabilmeleri için tok kalmak durumundalar. Ama yine de herkesin yapabileceği kadar kolay bir yuva tarifi vereceğim sizlere. Evinizdeki malzemelerden ya da marketlerde bile bulabileceğiniz kadar kolay ulaşabileceğiniz malzemelerle yapabileceğiniz bir tarif hem de. Öncelikle malzemelerimize bir göz atalım.

Image title

Bir plastik kutu, bir naylon kaplama, bir kaç parça bez, makas ve uhu. İşte bu kadar az, her yerde rahatlıkla bulabileceğiniz malzemeler. Öncelikle kediciklerin sığabileceği kadar ufak bir kapı açarak başlayalım plastik kutuya. Aşağıdaki resimde de görebileceğiniz gibi önce bir kalem ile çiziyoruz, ardından normal bir bıçak veya maket bıçağı ile kesiyoruz. İçine toz toprak girmesin diye biraz yüksekten keselim, alt kısımda iki parmak pay bırakalım.

Image title

Kesme işlemini bitirdikten sonra, kediciklerin kendilerini biraz daha güvende hissetmelerini sağlayacağımız kaplamayı yapalım. Bu kaplama sayesinde içerisi biraz daha karanlık olacak, ama kapımız da olduğu için çok karanlık olmayacak. Kaplamamızı bitirdiğimizde kutumuz aşağıdaki gibi görünecek. İçine de bir kaç parça bez koyalım ki, minik dostlarımız yumuşak bir zeminde güvenle uyusun.

Image title

İsterseniz kapısına, bez parçalarından oluşan bir püskül de yapabilirsiniz. Böylece içeriye toz, toprak, yaprak vb. şeylerin girmesini bir nebze daha azaltabiliriz. Aşağıdaki resimde bir örneğini görebilirsiniz.

Image title

Kedicikler ilk başta hemen yuvaya alışamazsa, garipsemeyin. Yuvanın önüne çok sevdikleri bir oyuncağı vs. koyarsanız onların bu yeni yuvasına güvenmesine olanak sağlamış olursunuz.

Ve işte final

Minik dostumuz yeni evinin önündeki en sevdiği oyuncağı olan süpürge ve bir tutam bez parçası ile keyifle oynuyor. :) En sevdiği yemeklerden biri olan haşlanmış yumurtayı da yuvanın hemen önüne koyduk ki karnını doyurduktan hemen sonra sıcak yuvasına girsin, mutlu olsun :)

Image title

Belki elimizden çok fazla şey gelmiyor minik dostlarımız için. Ancak yapacağımız en ufak bir güzelliğin karşılığını o insanın yüreğine işleyen bakışları ile veriyorlar, buna emin olabilirsiniz.