Görünmez

gölge gibiy di ben nereye gidersem oda oraya geliyordu kafamı cevirdigimde sokak bomboş kimsecıkler yoktu önüme dönüp yürümeye devam ettim varacagım yere kadar yurudum kımse yok gibi binlerce kişi varmıs gibi ben yanlız degilim ya da kullandıgım ilaçların yan etkisiydi şizofreni başlangıclar belirmişti adeta kafamda lurup durdugum yanmamışlar olmayan seyleri var gibi kurup saga sola bakıyorum deli gibiydim karanlıklar içine batıyormuşum gibi  gidecegim yere varmıştım zorda olsa rkaya baka baka da olsa başarmıştım kırık dökük kapıdan içeri kafamı uzatıp içerie bir göz gezdirdim etrafta olan bitene baktım güvenli olduguna emin olduktan sonra kapıyı aralayıp içeriye girdim terk edilmiş bir bina kırık dökük harabe bir yer kendi kendime burada ne işim var diye sordum kafa dinlemek için gidilecek o kadar yer varken ben bu kırık dökük harabe binayı sectim o dar güzel deniz kenarı varken yeşillikler varken neden bu harabelik belki oda benim gibiydi bir cok zaman gecmiş ve içinde yaşayanlarla geçiridigi o kadar anı  üzüntü mutlu anlardan  yazın sıcagından kışın sogundan bahrada esen tatlı rüzgarlardan sapa saglam cıkmiş ne kadar harabe de olsa yıkılmadım ayaktayım işte buradayım der gibi yıkık dökük bina adeta yıllara meydan okumuş ve hala da okumaya devam ediyor işte bende bundan dolayı bu yıkık dökük binayı kendime sıgnak olarak benimsedim dertlerimiz aynı olamsa da bende aynı seylerin bir fegişik olanları vardı sonucta hayattayım yasıyorum  dertli dertsiz kimisine göre yaşamak olmaksada yaşiyorum yani cebimden sigaramı ve cakmagı cıkardım bir sıgara yaktım o kadar derdın üzerine buharı içime cekip dertlerle birlikte hava bir nefes vermiştim sagımda bir tıkırtı saga döndüm gölge arkamda belirmişti hayattaki en sadık arkadasım dostum yine her seye ragmen yanındaydı köpegim gölge başını okşayıp güneşin batışını izledik beraberce :)