zulüm

 Zulüm bir kimse ya da bir topluma ahlaka, vicdana, hukuka rağmen haksız muamelede bulunmak, onları ezmek, sıkıntıya boğmak.. Zulüm kendi nevi olan insanlara bir hiç uğruna her türlü acıyı reva görmek.. Zulüm hakkı yerine koymamak, adaletten ayrılmak.. Zulüm her şeye sahip olduğunu sanmak.. Zulüm bir cinnet hali, ne yaptığını bilmemek.. Zulüm "Bunları nasıl yapabildiniz?" sorusuna maruz kalmak.. zulüm kibrin ta kendisi.. zulüm güç zehirlenmesi.. zulüm tapınılmayı beklemek.. Zulüm mutlaka cezaya çaptırılan günah.. Yaratıcı'nın asla atlamadığı bir günah.. Tarihte helak olmuş kavimler vardır. Tüm dinsel kaynaklara göre helak olma sebebleri inanmama degil; kendi insanlarına yaptıkları zulümdür. Zulmün rengi dili dini olmaz. Kime yapılırsa yapılsın karşı çıkmak insanım diyen herkesin görevidir.. Ahmet Hamdi Tanrıpınar'ın dediği gibi "Zulmü her kabul ediş daha büyügünü doğurur." Onun için zulüm kabul edilemez. 

Dünya da müthiş bir kin hased ve zulüm var. Tekrar tekrar vurgulamak gerekir kime yapılırsa yapılsın zulmün açıklaması yoktur. Mevlana der ki: "Adalet nedir? -Ağaca su vermek. Ya zulüm nedir? -Dikeni sulamak" zulüm yapan ile onu destekleyen iki dünyada da aynı kefededir. Burda güç karşısında boyun eğenler mutlaka ileriyi düşünmelidir. Beni ne ilgilendirir demek zulme ortak olmaktır. Zalim elbette batacaktır.Zulüm ile abad olanın zahiri berbat olur sözü mutlak tecelli edecektir. Bu dünyanın değişmez kaderin de vardır. Fakat her şey ortaya çıktığında başların eğilmemesi için şimdi taraf olmak gerekir. Taraf olmayan bertaraf olur. Ya güce boyun eğecek ya da her şeye rağmen kendine yakışanı yapacak.

 Ve malesef insan yine aldandı.. Gücünün kibrinin esiri oldu ve dolayısı ile nefsinin kurbanı. Ahh ki ne ah.