İffet Abidesi Genç

İffet, Allah’ın yasakladığı ve nefsin hoşuna giden şeylerden nefsi alıkoymaktır. İffet, kötü iş ve sözden uzaklaşma, şehevî hisleri dinî emirlerin çerçevesinde muhafaza etmektir. İffet, cümle Peygamberin ahlakı, Yusuf’ça bir tavırdır. İffet, şeytanın ve nefsin isteklerine bir başkaldırıştır. İffet, herkeste güzeldir, gençlerde ise bir başka güzeldir… İffetle vasıflanmış insanlar etraflarına kokuların en güzelini, edanın en tatlısını, misalin en çarpıcısını sergilerler. İffetsiz insanlar ise, kokunun en kötüsünü, pespayeliğin en aşağısını, karaktersizliğin en adisini ve en fena bir numuneyi ortaya koyarlar. İffet, Hak Teâlâ tarafından senâ edilen, Habib-i Edîbi tarafından tatbik edilen, yüce kametlerin en mümtaz vasıflarından birisidir. İffet, Hz. Yusuf gibi kapalı kapıların ardında bile günaha davet edilirken, "Ey Rabbim! Zindan bana, bunların beni davet ettikleri şeyden daha sevimlidir. Eğer sen, bu kadınların tuzaklarını benden uzak tutmazsan, ben onların tuzağına düşerim ve cahillik edenlerden olurum" (Yusuf, 12/33) diyebilmektir...

Günümüzde toplumda iffeti sadece kadından bekleyen ve erkeğin bu konudaki davranışlarına aldırış etmeyen bir ahlak yaygın. Bu ahlak yalnış olduğu gibi, İslam ahlakıyla da ters bir konumdadır. Zira Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de “Sakın zinaya yaklaşmayın! Çünkü o, çirkinliği meydanda olan bir hayasızlıktır, çok kötü bir yoldur.” (İsra, 17/32) diye buyuruyor. Bu ifade kadınıyla erkeğiyle bütün müminler için geçerli bir ifadedir. Konuyu daha iyi anlamak için isterseniz kutlu bir döneme gidelim ve bu konu ile alakalı yaşanan hadiselerden misal gösterip, iffeti detaylandıralım.

Devir, adalet timsali, müminlerin emiri Hz. Ömer’in (radıyallâhu anh) hilâfet dönemidir. Medine’de âbidliği, zahitliği ve takvasıyla bilinen bir genç vardır. Hayatını ‘kalbi mescitlere bağlı bir kimse’ olarak geçiren bir gençtir. Bütün namazlarını cemaatle kılar, Hz. Ömer (ra)’ın hemen arkasında yer alırdı. Hz. Ömer (ra), O genci namazda hıçkıra hıçkıra ağlamasından tanırdı. Allah‘a ve Resulüne o kadar bağlıydı ki, cehennemi anlatan ayetler okununca kendinden geçer, hıçkıra hıçkıra ağlardı. Bu genç birden bire gözlerden kaybolur ve Fâruk-u A’zam da bunun farkına varır; cemaate nerede olduğunu sorar; onlar da gencin vefat ettiğini söylerler. Vefatı öncesinde evine gelip giderken bu gence nasılsa kötü niyetli bir kadın musallat olur; peşine takılır ve onu ağına çekmek ister. Genç, bu fettan kadına tam takılmak üzeredir ki, birden diline “Takvâya erenler var ya, onlara şeytan tarafından bir vesvese dokunduğunda (Allah’ın emir ve yasaklarını) hatırlayıp hemen gerçeği görürler.” (A’râf, 7/201) âyeti takılır. Genç adam, gayr-i ihtiyarî bu âyeti defalarca tekrar eder. Böyle bir ihsasın vermiş olduğu heyecan ve duygu atmosferi içinde kalbi durur ve oracıkta ruhunu teslim eder.

Hz. Ömer, gencin ölüm sebebini anlayınca hemen gömüldüğü yere gider ve orada ona: ““Rabbinin huzuruna çıkmaktan endişe duyan mümine iki cennet var.” (Rahmân, 55/46) şimdi sen istediğine girebilirsin.” diye seslenir. Hz. Ömer sözlerini henüz bitirmiştir ki, o sırada herkesin duyacağı şekilde mezardan şöyle bir ses yükselir: “Yâ Emire’l-Müminîn! Allah bana onun iki katını verdi.” Genç adam, takvalı ve iffetli yaşantısından dolayı Rabbinin katında mükâfatını fazlasıyla almıştır.

Evet, bugün ihtiyacımız olan ideal insan tipi budur. Vicdan muhasebesini iyi yapan ve harama girmeyi cehennemin deryalarında gezmek olarak gören iffet abidesi insanlara ihtiyaç var. Böyle insanların oluşturduğu toplumda ise huzur ve güven hüküm sürer. Heyhat, dünyayı eğlenmekten ibaret görüp, başkalarının haklarına göz diken ve helal–haram ayırımı yapmayan bir toplum olduk. Mehmet Akif’in ifadesiyle;

Haya sıyrılmış inmiş, öyle yüzsüzlük ki her yerde
Ne çirkin yüzler örtermiş meğer o incecik perde
Vefa yok, ahde hürmet hiç, lafe-i bi medlul
Yalan raiç, hiyanet mültezem, her yerde hak meçhul
Ne tüyler ürperir ya Rab, ne korkunç inkılab olmuş
Ne din kalmış ne iman, din harab, iman türab olmuş

Ne mutlu o kimseye ki, Rabbinin korkusundan kalbi durmuş. Ne mutlu o kimseye ki, nefsin isteğine başkaldırıp Rabbinin razı olacağı bir iş gerçekleştirmiş. Rabbim bizleri ahir zaman fitnesi olan zinadan muhafaza eylesin. Bizleri iffet abidesi gençlerden eylesin…