Uzak Bir Güne Dair

Her acı dolu an bir kefâret ile son bulur ve bu kefâret yine acı dolu anların başlangıcı olur. Fikriyâtım üzerinde mutlak hegemonyası bariz anılarım, bana bir bahar gününün ortasında kar taneleri sunar durur..

Hayat, içtenliğe yaban kalplerin rutubetine maruz kalmış dört duvar ve hayatı hayat kılma hayalleri, acıyı sonlandırma çabalarıyla târumâr.. Beklentisiz her inanmışlık, beklentilere raptolmuş bir yalan ile son bulur..

Döngüsü geniz yakan her farksız sabah, yarına sirâyeti mutsuz günlerin, dünlere doğru batan sönük âfitâbı oldu hep..

Oysa bugün bir başka olmalıydı. Mâziden bir gün meselâ. Konarak yağmur kuşunun pencereme, ötüşü olmalıydı kalabalığın gürültüsü bu sabah. Ardınca koştuğum zaman, durmalı. Ya sevk etmeli beni uzaklara veyahut yıpratan zamana veda etmeliydim usulca..

Bugün yarına varamayacakcasına güzel, ruhu dünlere çark ettirmeyecekcesine bambaşka olmalıydı, uzak bir günün serâbında..