Anne Baba Hakkı, Dinimizdeki Yeri, İlgili Ayet ve Hadisler

Anne baba hakkı İslam'da büyük bir yere ve öneme sahiptir. Din, yalnızca Allah'a ibadeti kapsamıyor. Aynı zamanda inananlar için sosyal yaşamın tesisinde de bazı çerçeveler çiziyor. Bunlardan biri de anne baba hakkı. Peki anne baba hakkının dinimizdeki yeri nedir? Bu konuda afaki bilgilerdense, ayet ve hadisler zaviyesinden konuyu ele almak daha doğru olacaktır.

Öncelikle Kur'an-ı Kerim'de bulunan anne baba hakkı ile ilgili ayetler neler, onlara bi' göz atalım.

Anne Baba Hakkı ile İlgili Ayetler

Allah'a ibadet edin ve o'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın; Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez.

Nisa Suresi/ 36

Rabbin sadece Kendisine ibadet etmenize ve anne-babanıza, Allah’ın sizi görmekte olduğu bilinci içinde mümkün olan en iyi şekilde davranmanıza hükmetti. Eğer onlardan biri veya her ikisi yaşlanmış olarak yanınızda bulunuyorsa sakın varlıklarından veya onlara hizmetten bıkkınlıkla kendilerine "Öf!" diyecek ölçüde bile kötü söz söyleme! Onları azarlama ve daima onlara karşı tatlı dilli ve gönül alıcı ol!

İsra Suresi/23

Biz insana, anne-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü annesi onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. Önce bana, sonra da anne-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak banadır.

Ahkaf Suresi/15

Yukarıdaki ayetlere bakınca Kur'an-ı Kerim'de anne baba hakkı ile ilgili ayetlerin, bu konunun önemini ifade adına yeterli olduğunu söyleyebiliriz fakat yine de biraz daha ayrıntılı şekilde ele almakta yarar var.

Nisa Suresi ve Anne Baba Hakkı

Nisa Suresi'nin 36. ayetinde Allah'a ibadet etme ve ortak koşmamak gerektiğinin belirtilmesinden sonra hemen anne babaya iyi davranmak geliyor. Önem sırasına göre yazıldığını düşündüğümüzde Allah'a kulluktan sonra anne baba hakkı geliyor. Sonrasında da sırasıyla akrabalar, yetimler, yoksullar, komşular diye sırasıyla gidiyor. Demek ki anne baba hakkı hafife alınacak, bazen dikkat edilip bazen edilmeyecek bir mesele değil...

İsra Suresi ve Anne Baba Hakkı

İslam, anne babayı her zaman için farklı bir yere koymuştur. İsra Suresi 23. ayette de bu husus zaten son derece belirgin. İhsan şuuru içerisinde (Allah'ın kendisini gördüğü düşüncesi ile) anne babaya hürmet edilmesi gerektiği anlatılıyor. Ayrıca anne babaya hizmette kusur edilmemesi, hizmet ederken "Öf!" diyecek kadar dahi olsa kötü bir söz söylenmemesi Allah'ın emri şeklinde bizlere haber veriliyor. Pek çoklarımız değil anne babanın gönlünü almak, bazen yapıp edeceklerimiz konusunda dahi fikirlerini almıyoruz. Halbuki bu konuda Rabbimiz:"Öf demeyin, gönüllerini alın, tatlı dilli olun, kötü söz söylemeyin" emrini veriyor bizlere. Artık biz de kul olarak ister Rabbimiz'in buyruğunu yerine getirir, istersek de hâl diliyle "ben bu emirleri dikkate almıyorum, bildiğimi okur, anne babamın da dediğini dikkate almam" deriz!

Ahkaf Suresi ve Anne Baba Hakkı

Ahkaf Suresi 15. ayette de anne babaya iyi davranılması emri yineleniyor ve sonrasında da sebeplerinden yalnızca biri açıklanıyor. Annemiz bizi belki 9 ay karnında taşıyor nice sıkıntılarla. Çok daha fazlasını da doğum esnasında yaşıyor muhtemelen... İki yıla yakın da emzirme dönemi... Ve Rabbimiz tüm bunları bildirdikten sonra "önce Bana, sonra da anne-babana şükret" diyor ve sonrasında ekliyor "dönüş ancak Bana'dır".

Valla siz "Dönüş ancak Bana'dır" ifadesinden ne anlıyorsunuz bilmiyorum... Ben de tefsir ilmiyle alakalı biri değilim ama anladığım ölçüde yazmak isterim. Burada güzel bir tehdit var sanki... "Sizi yarattım, anne babanıza da iyi davranmanızı emrettim. Sebepleri de şunlar şunlar... Önce bana, sonra da anne babana şükret. İster eder mükafatını alır, isterseniz de Bana veya anne babanıza gereken saygıyı, şükrü göstermez onun da ecrini alırsınız. Eninde sonunda geleceğiniz yer burası olacak" gibi anlamlar çıkarıyorum bu ayetten ben.

Anne Baba Hakkı ile İlgili Hadisler

Şimdi de anne baba hakkı ile ilgili hadisler üzerine birkaç satır yazalım... Bakalım anne baba hakkı ile ilgili Efendimiz (s.a.v.)'in sözleri nelermiş.

Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

-Burnu yerde sürünsün, burnu yerde sürünsün, burnu yerde sürünsün!

Sahabeler:

−Ya Rasulallah! Kimin? dediler.

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

-Ana babasına, ikisinden birine yahut her ikisine birden ihtiyarlık zamanlarına yetişip de cennete giremeyen kimsenin.

Müslim 2551/9, Buhari Edebü’l-Müfred 21

Ebu’d-Derda (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Adamın biri gelerek:

−Benim bir karım var. Annem ise onu boşamamı emrediyor ne yapmalıyım? diye bana sordu.

Ebu’d-Derda (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i işittim şöyle buyuruyordu:

−Anne ve baba cennete orta kapıdan girmeye vesile olur veya insanı cennete ulaştıracak en iyi şey ana babaya iyilik etmektir. Artık sen o kapıyı istersen bırak istersen elinde tut.

Tirmizi 1961

Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

“Benim nikâhım altında bir kadın vardı ve ben onu seviyordum. Babam ise onu kerih görüyor ve istemiyordu. Babam bana onu boşamamı emretti. Ben bundan imtina ettim. Müteakiben ben bu durumu Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e zikrettim.

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

−Ey Abdullah bin Ömer! Karını boşa!

Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

“Ben de karımı boşadım.”

Tirmizi 1200, Ebu Davud 5138, İbni Mace 2088, Ahmed 2/20-157, Albani 7/136

Anne Baba Hakkı Hadisi: "Burnu yere sürünsün!"

anne baba hakkıEfendimiz, anne babasının ikisinin birden ihtiyarlık zamanına yetişip de cennete giremeyecek kişi için "burnu yerde sürünsün" bedduasını ediyor. Şimdi bu hadisi açıklamadan önce "burnu yerde sürünsün" ifadesine değinmek gerek... O zamanlar Araplar arasındaki en kötü söz, beddua idi "burnu yerde sürünsün". Öyle ki, bir büyüğümden duyduğum kadarıyla o dönemde bu söz yüzünden pek çok kabile arasında savaş çıkıyordu. Yani düşünün ki Nebiler (s.a.v.) Serveri, hiç kimseye şahsen kötü bir söz dahi söylemeyen Peygamber Efendimiz (s.a.v.), anne babasının ihtiyarlığını görüp de Cennet'e giremeyenler için "burnu yerde sürünsün" ifadesini kullanıyor. Demek ki bu kişilerin durumu cidden mühim...

Gelelim hadisin yorum kısmına. Burada anne babasının ihtiyarlığına yetişip de onları memnun edemeyen, hayır duasını alamayan, onlara gereken önemi göstermeyip Cennet'e girecek ecri elde edemeyenlere hitap ediliyor. Demek ki normalde anne babaya asi olmayıp, hayır yolunda sözlerinden çıkmayıp Allah'a da gerektiği ölçüde kulluk eden kişi Cennet'e girebilecek durumda. Biz de bu konuda mevcut halimizden çok daha hassas davranmalıyız. Yüce Nebi'nin "burnu yerde sürünsün" nidasının muhatabı olmak istemeyiz değil mi?

Anne Baba Hakkı Hadisi: "Baba cennetin orta kapısıdır!"

Şimdilerde evlenecek gençler anne babayı pek takmıyor. Prosedür icabı onaylarını alıyor. Onay vermezlerse işi evlatlıktan red boyutuna kadar ilerletebiliyorlar. Bakalım Peygamber Efendimiz (s.a.v.) zamanında bu işler nasıl oluyormuş... Annesinin boşanmasını istediği kadın için Efendimiz (s.a.v.), sahabiye ne diyor yukarıda açıkça yazıyor... Madem anne baba cennetin orta kapısı, madem o kapının kolunun tutmak da tutmamak da elimizde, o zaman fazla söze ne hacet... Alla bizi anne baba rızası olmadan iş yapmaktan alı koysun...

Anne Baba Hakkı Hadisi: "Karını Boşa"

Son hadise baktığımızda da babasının "karını boşa" lafzı üzerine bir türlü isteğini yerine getiremeyen sahabenin durumu Efendimiz'e intikal ettirmesi anlatılıyor. Bu durumda Efendimiz de "karını boşa" diyor. Demek ki anne babanın her konudaki fikri son derece önemli.

Anne Babaya Her Zaman İtaat Edilir Mi?

Anne baba hakkı ayetlerde de hadislerde de görüldüğü üzere son derece önemli. Peki bunun bir sınırı var mı? Elbette var. Anne babanın düşüncesi her konuda dikkate alınsa da, tek bir husus söz konusu olduğunda görmezden gelinmelidir. O da; Allah rızasını kazanma yolunda gösterilen gayrete engel olunuyorsa yahut Allah'ın emrettiği şeyden aile men etmeye çalışıyor ya da Allah'ın men ettiği şeyi yaptırmak için uğraşıyorlarsa yapılır.

Fakat burada önemli olan onların gönlünü de alarak Allah rızası için bir şeyler yapmak olmalıdır. Mesela kimilerinin anne babası 5 vakit namaz kılınmasına karşı olabilir. Bağırıp çağırıp "dediğim dedik, çaldığım düdük" gibi davranmaktansa, onlara namazın öneminden, Allah'ın emri olduğundan ve ne kadar önemli bir mesele olduğundan bahsederek namazı eda etmek en güzelidir.

Yahut gece teheccüde kalkan birisine anne babası "oğlum/kızım yat uyu sinirimi çıkarma benim gecenin bu saatinde de namaz mı olur" diyebilir. Onların da kalbini kırmadan teheccüdü kılmak en güzelidir. Yani asıl amaç anne baba Allah yolundan alıkoymak olduğunda dahi -bana göre- hem ibadetten ve Allah rızasını kazanmaktan geri durmamalı, ama öte yandan anne baba hakkını da gözeterek onları incitmeden, kimseyi üzmeden onların da gönlünü almak olmalıdır vesselam.