Yeşil Kuyruklu İspinoz Kuşu

bir şey alacağım yok aslında bu dünyadan

kokuşmuş bir kenevirden beter yalnızlığımdan başka

sarı tumturaklı arsız ve yoksul

serilmiş ciğerlerim ortalığa

yanılgılar demlemişim insanlığa

oysa baştan belli idi güvertelerden gelirken

kir pasak kokuşmuşluğu şehrin .

içmiş bir rüyadan bir tutam yutmuş

oturmuş,

gömülmüş ,

sancılı …

oysa baştan belli idi silik rüyalar görürken gözlerim

paslanır bakarken göz ucuyla kirpiklerim

oysa baştan belli idi

hadi sar yaralarımı der gibi bakmış

anlamıştın bunu ilk fırsatta

sarılmıştın bana en başta

oysa baştan belli idi kokuyordu şehrin maviliği

serilmiş,

buruşmuş,

katıksızca coşmuş…

paslanıvermiş ayak bileklerim

oysa baştan belli idi sendelerken

sıcak ve lodoslu adımlarla yürürken

ağrılıydı eklemlerim

bu seferki yolculuğun dalgaların kokusunda diyorsun

bak şimdi baştan belli ve

kederli mısralar üflüyorsun

yeşil ve huzurlu .

güvertelerin sancılı kokusuyla senin ferahlığın

eskitiyor burun deliklerimi

bunu bana en baştan söylüyorsun

oysa az evvel ağlarken

oturmuş,

gömülmüş ,

sancılı …

mazgallar kırarken ayak bileklerimi

oysa baştan belli idi

ben galiba ben çok bulanmıştım

içi boş kederlere

sense baştan bakıyordun hülyalı özlemlere

bir şey alacağım yoktu aslında bu dünyadan

küçük bir insan olup huzurlu yaşamaktan

oysa baştan

kaçtım bu huzurdan

baktın bana ardımdan

oysa baştan en baştan

ütopik dünyalar kurarken yeşil ülkelerde

sadece bir ana sığarken arsız sevilmelerde

biliyorum korkak idik

biliyorum yalnız idik

oysa baştan koşmak lazımdı

oysa baştan uçmak lazımdı

altı çizili cümleler bırakmak lazımdı insanlığa

susturdun en sonunda

bak yüzüme dedin açıldı içimdeki kapılar

merhaba

ütopik yeşiller ülkesi

merhaba

gözleriniz pek bir kederde

mağrur bir korkaklığınız var saç tellerinizde

bak yüzüme dedin

merhaba

korkma

daha önce rastlamadın mı marslı sakinlere

bakmadılar mı yüzüne ta uzaktan

oysa her şey sende

yanar durur en baştan

yeşil kuyruklu ispinoz kuşu

baktı bana en baştan.