Çaresiz Fısıldamalar

Umutsuzluk dört bir yanımı ele geçirmiş siyahist'e itiyor miss mad'en uzaklaşmamı sağlıyordu...  Miss mad bu durum yüzünden kendini yerden yere vuruyor,  uzun saçlarını çekiştirip bana durmadan fısıldıyor ve  beni çarezisliğe sürüklüyordu. Haykırmak istiyorum karşı çıkmak istiyorum ama bir şey ifade etmeyeceğini bildiğimden sadece susuyorum.  Sol yanıma doğru tarif edilemez bir acı hissediyordum.  Acım bir avcı misali kurbanını yani kalbimi yavaş yavaş etkisizleştiriyordu. Zaman geçmek bilmiyordu saat emekleyip dakikaya çelme takıyordu dakika saniyenin üstüne düşüyor ve saniye oracıkta ölüyordu, saniye öldüğü için salise de canlanmadan ölüyordu.  Uçurumdan itilmiş hissizliğe düşmüş gibiyim. İçimdeki boşluğu dolduramıyor aksine daha çok büyütüyordum. Canım yana yana itiraf etmek istiyorum bütün benliğimi lâkin ne dinleyecek 'tek' bir kişi var ne de anlatacak güç... Bazen anlamak yetmiyor kabullenmemi istiyorlar ve gücüm olmadığından boyun eğerim eş zamanlı olarak dünyada en nefret ettiğim kişi de çaresiz ben oluyordum... Yoluma yoldaş olup beni ayakta tutan grileşmiş zamanla beyazı terk edip yavaş adımlarla siyaha yaklaşan ruhumda harap olmuş durumda kurtulmak istiyor bu yabancı duygudan... Uzun zamandır kendime bile itiraf edemediğim bir şeyin farkına vardım sanırım ben kendi karanlığımda kayboldum... Bazen kalbimin bu kadar acıyı taşımasını istemiyor aksine dayanamayıp sonsuz uykuya kucak açmasını istiyorum ama bazen de gözlerimi yumup derince iç çekiyorum ve devam ediyorum  yazmaya  sahi sen bunun ağırlığını bilir misin?

Image title