Düşündüklerim 12

1. Geçmişe takıntılı hayatlar; yaşanamayan ve yaşanamayacak olumsuz hayatlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

2. Bilinçli ve farkındalık düzeyi yüksek toplum yaratamazsak; bilinçsiz ve farkındalık düzeyi düşük bireyler yetiştiririz.

3. Yeni manevi erekler veya idealler yaratmamıza gerek yok. İnsan soyunun büyük öğretmenleri sağlıklı yaşamın dizgelerini oluşturmuşlardır. Önemli olan bu değerleri/erekleri daha da yüceltmektir. Yani yorumlamak, eleştirmek, üzerine koymak ve en iyi şekilde hayata uygulamak.

4. Her sözcük bir kelimeyi, her kelime bir cümleyi, her cümle bir hayatı, her hayat bir insanı, her insanda biricik canlıyı oluşturur.

5. Ülkeleri çocuklar kuruyor ama aynı çocukların hayal dünyasındaki canavarlar (kötü ve korkunç yaratıklar) yönetiyor.

6. Sürekli olarak kandırılmak, 'kabul edici' kişilik yapısının göstergesi değil; tam aksine zeka denen yeteneği kullanamama problemidir.

7. Tek bir noktada yoğunlaşmak ne kadar kötüdür? Hayatta fırsatları ve yaşamdaki farklılıkları kaçıracak; biricikliğini kaybedecek kadar...

8. Erkek egemen toplumlarda, kadını güçlü göstermek için yapılan reklam filmleri; kadını daha fazla aşağılamak ve bir obje olarak göstermekten başka eye yarıyor? Kimliği üzerinden kadının aşağılanması ve kadının güçlü imajı üzerinden reklamın yapılması yani markanın kendini tanıtması sonucunda büyük bir ekonomik çıkar ilişkisi. Kadın, bir obje değildir; bir kimliğe sahip 'insan'dır. Burada önemli olan insan kimliği; bir kadın; erkek egemen üzerine kurulu bir gruba kendini anlatmak ve güçlü göstermek için neden markanın reklam videolarına araç olsun? Bir kadın, topluma karşı üslubu ve zekası ile kendini kanıtlayabilir ve aklı ile tüm bu olanları yorumlayabilir ve kimliğini savunabilir.