Nisanın Hasretine

...

Kalan geriye,

Üç yıl,

Bindoksanbeş gün,

Yirmialtıbinikiyüzseksen saat,

ve yanan, bu bilmem kaç bininci sigaram.


Bugün var bir gülüşümde,

Bir bugün sanki,

güneşi ilk görüşüm de. 

Güneş olmuş yirmisinde

bir melek,

Günüme doğmuş..

Hiç bilmeden gelip durduğum,

son durak, 

son sevda belkide.. 

İçime sinmiş.

Bir nesil görmeyecek,

bir Güneş hiç tutulmamış,

Görülmeyecek bir mecnun,

kış ortası yanmamış..

Anlamayacak kimse, 

gamzesine küsmeyen,

bilmeyecek.

Bir gülüş belkide,

son kez,

Seni bana hatırlatacak,

Kızım olacak,

ismi Güneş.. Gülüşü sen,

Isınacak her bir zerrem,

Ardından açıp gözlerini, 

öylece,pürdikkat bana bakacak,

Aklıma gelecek gözlerin,

o gün sızlanacağım.. güneşimin batıp, 

gün ertesi doğmasına..

Bitecek boğazıma düğümlenen,

yutkunamadığım..

Nisanım...

Sükût vaktim sanadır, 

Her şafağım, 

Kalemkârım doğmadığında,

görünmezim görmediğinde,

üşürüm.. gülmediğinde..

Bildiğini biliyorum,

Bir gün akşam olup da gidinceye,

fikrim bitap düşünceye kadar,

Işıldarsan her yeni gün yine seni göreceğim,

Zannetme ki her yeni gün başka birini seveceğim..