Yedi saniye bir ömür yeterli miydi?

Sadece yedi saniyeymiş. Bana asırlar gibi gelen, hayatımın en mutlu en huzurlu olduğu o koca zaman dilimi sadece yedi saniyelik bir rüyaymış. Zaten gerçek olmak için fazla güzeldi. O anları düşlemeye hayal gücüm yetmezdi gerçeğinin olması diye bir ihtimal zaten yoktu. Ama çok gerçek gibiydi.  Şuan daha iyi anlıyorum 'sevdiğinin yanında olan ve sevdiğini bekleyen' insanlar arasındaki farkı. Beni dünyanın en mutlu insanı olmam için yedi saniyelik bir rüyada kokunu içime çekmem ve başını omzuma yaslaman yeterliydi. Çünkü böyleydi uzaktan sevmek. Hiç haberi yokken, göremeden, duyamadan, bilmeden sevmek. Asla sevilmeyeceğini bile bile sevmek, canından çok sevdiğin kişiyi üzenlere kızamayıp çaresizce üzülüşünü izleyerek sevmek, uğruna her şeyi feda edebileceğin insanın gözlerine bir defa bakamadan sevmek, kalbinin O'nun başkası için atan kalbini istediğini bilerek sevmek, aslında deli gibi unutmak isteyip, unutmaktan korkarak sevmek, O'nun haberi olmadan defalarca ona küsmek ve yine O'na kıyamayıp yeniden barışarak sevmekti... Gerçek hayatta hayallerini bile kuramayacağınız şeyleri yaşatırdı size rüyanızda. Ansızın bir gece uyanır ve rüyanın şokundan çıkmaya çalışırdınız. Ve o hayalini bile kuramadığınız güzel şeyleri unutmamak için defalarca kez zihninizi yoklardınız. Her gece uyumadan önce dua ederdiniz bari rüyamda bir kez göreyim diye. Ama nadirdir, her rüyanızda göremezsiniz. Gördüğünüz rüyalarıda asla unutmazsınız zaten.  Uzaktan sevmek dile geldiği kadar kolay değildir, en büyük hayaliniz onunla Dünya'yı gezmek, okyanusları aşmak değildir. Bir kere elini tutmak, bir kere omzunda uyumak ve sadece bir kere sarılabilmektir. Fakat bunlar bile sizin için o kadar imkansızdır ki gerçeği düşündükten sonra kalbinize saplanan ağrıya alışmayı da öğrenmişsinizdir. Şuan aynı gökyüzüne bakan farklı pencelerdesinizdir, siz kulağınızda her saniyesinde size onu hatırlatan şarkıya eşlik ederken , O ise sevdiğiyle birlikte yıldızları sayıyor ve bir kızı mutlu edecek en güzel cümleleri söylüyordur. Elbette ki 'sevdiğinin yanında olmak ve sevdiğini beklemek' aynı şey değildi. Biri O'nu yaşarken diğerinin hayalini kurmaya bile hakkı yoktu.