Basit Bir Ölüm

 Dünyadaki tüm kötülüklerin sorumlusu benmişim gibi hissediyorum. Afrika'daki açlık, Filistin'e yağan bombalar sanki hepsi benim isteğimle oluyormuş gibi. Beyin hücrelerimde bir isyan var. Düşüncelerim karışık. En az Ortadoğu kadar ve gözlerim artık bulundukları bedene hizmet etmek istemiyorlar gibi.Her yer karanlık.Sadece karanlık.Kış rüzgarını ve yaz sıcağını bedenimde hissediyorum.Hangi ayda olduğumuzdan emin değilim.Bir çok duyguyu aynı anda yaşıyorum.Ama bu duygular arasında kesinlikle pişmanlık yok.Dakikalar önce bir adamı öldürdüğüm halde hiç pişman değilim.Ama durun,benim psikolojik sorunları olan bir katil olduğumu düşünmeyin hemen.Ben görebileceğiniz en normal ve zararsız insanlardan biriyim.Fakat o adam benim gibi bir insanı bile böylesine çıldırttığı için ölmeyi hak ediyordu.Yaşadıklarımı tarafsız bir şekilde anlatacağım.Emin olun siz de bana hak vereceksiniz.

Evin içindeki sessizlik beni çıldırtıyordu.Ben de dışarı çıktım.Şehir merkezine gitmeye karar verdim.-Orası her zaman kalabalık olurdu-İşte bu adamla da -yani öldürdüğüm adamla-orada karşılaştım.

Kaldırımın üzerinde oturmuş dilencilik yapıyordu.Gözlerini bana dikmiş, bir şeyler söylüyordu ve çok çaresiz görünüyordu.Onunla göz göze gelmek istemedim ve kafamı başka yöne çevirdim.Tam önünden geçip gidiyordum ki ağlamaya başladı.Anlamsızca cümleler kuruyordu.Durdum.Öylesine kötü görünüyordu ki onu bırakıp gidersem öleceğini düşündüm.Cebimi yokladım.Ama para yoktu.O sıra da sarı mini etekli bir kadın adamın önündeki kutuya iki yüz lira attı.Adam parayı gördü.Ama hala bana bakmaya ve anlamsızca cümleler kurmaya devam ediyordu.Bu tuhaf dilenci benden ne istiyor diye düşündüm.Anlayamadım.

Birden beyaz bir yavru kedi sokuldu adamın yanına.Tüyleri biraz kirlenmişti.Aç ve susuz olduğu her halinden belliydi.Adam kediyi sertçe iteledi.

Sinirlendim.Adamın sol tarafında duran yarı dolu su şişesini aldım.Kediye biraz su verecektim.Ama adam huysuzlandı.Az önceki halinden eser yoktu.Bir şeyler söyledi.Yine Anlamıyordum.Ama küfür ediyor gibiydi.Su şişesini elimden almak istedi.Vermedim.Sinirlendi.Ağzından tükürükler saçarak bağırıyordu.Tüm bunlar olurken ben tek kelime dahi etmedim.Adam beni çekiştirmeye başladı ve en sonunda sertçe bir yumruk attı.Yere kapaklandım.Su şişesi hala elimdeydi. Üstüme çıktı ve beni yumruklamaya başladı.Karşılık vermiyordum.Ağzımdan ve burnumdan fışkıran kanlar bir lağım faresinin üzerine sıçradı.Hayvanın gri tüyleri kıpkırmızı olmuştu.Belli etmemeye çalışsam da canım çok yanmıştı.Adam şişeyi hızla elimden çekti.Karşı koyamadım.Üzerimden kalktı ve şişenin içindeki suyu bir dikişte bitirdi.Çıldırmıştım.Adam gözlerini bana dikmiş sırıtıyordu.O an içimden "Bir insan bu kadar kısa sürede nasıl bu kadar çirkinleşebilir"diye düşündüm ve kediye baktım.Kedinin minik yeşil gözlerinde ölümü gördüm.Belli ki adamı öldürmem gerektiğini düşünüyordu.Bende gerekeni yaptım.Evet hiç düşünmeden cebimdeki maket bıçağını çıkardım ve adamın boğazına defalarca sapladım.Artık anlamsız cümleler kurmuyordu.Ama korku dolu bir kaç çığlık atmıştı.Attığı çığlıklar çok sesli olmasına rağmen etraftaki kimse duymamıştı.Adamın kanlı bedeni yere serilmişti.Dakikalar önce bakmaya çekindiğim yüzüne uzun uzun baktım.Ne sinirliydi,ne de çaresiz.Yüzünde hiç bir duyguya yer yoktu.

Kedi yanıma geldi.Mutlu görünüyordu.Tam o sırada bize bakan çocuğu fark ettim.Yüzünde sinsi bir tebessüm vardı.Yavaş adımlarla bize doğru yürüdü ve adamın kutusundaki iki yüz lirayı alıp gitti.