Yol

"Ya bir yol bulacağız ya da bir yol yapacağız" 

"Pirene' leri geçip Rhone Vadisine gelen "Stratejinin Babası" ,emrindeki yüzbin askeri ve 37 fili Montegnevre Geçidi' ni kullanarak Alp Dağlarından geçirdi. O dondurucu kış şartlarında  sarp dağlardan filleri ve yüzbin askeri geçirmek imkansızdır. Öylesine imkansızdır ki 2031 yıl sonra Napoleon Bonaparte  Rusya Seferlerinde çokça üstün olmasına rağmen 5 Kasım 1812' de başlamak üzere, birliklerini dondurucu soğuğun pençesine kurban vermiştir. Üstelik hayatı boyunca 60 savaş yapıp 57' sini kazanan bir komutanın şanlı tarihini sonlandıran; Napoleon' u durduran olay olmuştur. Bizim çizeceğimiz yolda en az bu kadar zorlu olacak. Ama çıkacağımız bu yolda büyük bir kararlılığa ihtiyacımız var. HANNİBAL' İN  VE ORDULARININ KARARLILIĞINA... Çıkacağımız yolculuk öylesine meşakatli  ki; her vatan evladı, yanan her ocak, bütün analar, kısacası bütün ülke bedel ödeyecek, GELECEKTE KAZANACAĞIMIZ ÖZGÜRLÜĞÜN BEDELİNİ..."

"Âcizler için imkansız, korkaklar için müthiş gözüken şeyler kahramanlar için idealdir."  

"Haengju Savaşı' nda  30.000 kişiye karşı zafer kazanan 3400 adamın CESARETİNE İHTİYACIMIZ OLACAK. Hepimiz birer "Büyük Kral Sejong"   olmalıyız çıkacağımız bu yolda. Öyle ki yüce Türk Milleti bir çok iç ve dış sorunla boğuşacak bu yolda. Hepsini cesaretle aşacağız. Türk olmanın verdiği o güçle gerekirse Ergenekon Destanındaki gibi, yeniden, önümüze dikilen demir dağını delip geçeceğiz. 

Sadakate ihtiyacımız var bu amansız yollarda... Kaçırılan atı için bütün köyleri ateşe verebileceğini söyleyen İskender' in  Bukefalos' a gösterdiği sadakate ; Hindistan Seferleri' nde İskender' e saldıran yüzlerce adamın varlığını hiçe sayıp, CANINI HİÇE SAYIP, İskender' in üzerine kapanarak kadim dostunu kurtaran Bukefalos' un İskender' e duyduğu sadakate ihtiyacımız var. Bu sadakat öyle bir şey ki, kelimelerin ihtişamlı kuralları, abartılı sayısı ve hatta sonsuz görünen anlatım gücü dahi bu sadakati anlatmaya yetmez. Bu yolda yaradılışına dahi karşı gelip; suya boynuna kadar batmayı göze alan, Fatih Sultan Mehmet' in atının SADAKATİNE ihtiyacımız var.

Bu öyle bir yol ki; gün gelecek karadan yürüteceğiz gemileri Kayser-i Rumi  gibi. Gün gelecek, İvan The Terrible   gibi yol boyu bir sürü yandaş toplayıp TEK BİR YUMRUK OLACAĞIZ düşmana karşı. Bu yolda Julius Ceasar' in   Vercingetorix' e  karşı kazandığı zaferdeki aylarca bekleyebilecek SABRA ve aynı savaşta Alesia-Galya ordularının arasından Ceasar' i kurtaran ŞANSA ihtiyacımız var. Biliyorum ki; Malazgirt Savaşı' nda   mesken edindiğimiz bu diyarlarda(Anadolu' da) doğup, yükselip, yücelecek yeni bir Türk devletiyle son bulacak. ÖZGÜRLÜK BİZİM BU YÜCE YOLCULUĞUMUZUN KAÇINILMAZ BİR SONU, ÖNLENEMEZ BİR ŞAHESERİ OLACAK... 

Ey Türk milletinin en değerli hazinesi:

Özgürlük meşalesini yaktığımız bu kutsal günde, unutma ki özgürlük, iradeye tamamıyla hakimiyetle değil başka iradeleri yenme gücünü, cesaretini hissettiğinde başlar. Hiçbir güç yoktur ki isteyeni, yolunda azimle ilerleyeni durdurabilsin. Belki de 10-20 ya da 50 yıl sonra kuracağız yeni Türk devletini. Ama diyeceğim şu ki yaktığımız bu ÖZGÜRLÜK MEŞALESINI uğrunda son nefer yanıp kül olana kadar söndürmeyeceğiz. Bu yol ki bizi inancımızın derinliklerinde yer alan UMUDA, umduğumuz diyarlara götürecek.

Ve bu yolda; "Büyük olmak için kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, ülke için gerçek amaç ne ise onu görecek ve o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. Fakat sen buna karşı direneceksin, önüne sonsuz engeller de yığacaklardır; kendini büyük değil küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın. Bundan sonra da sana büyük derlerse bunu söyleyenlere güleceksin."