Hiç hayal edilmeyen

Gün içerisinde "Hiç hayal etmemiş olduğum ne olabilir?" diye düşündüm bir an.Planlarım arasında ölebileceğim düşüncesi hiç yoktu.Yaşlanmamış olduğumdan ya da hiç bir hayati tehlike altında kalmamış olmamdan mı, yoksa hiç dile getirilmeyişinden mi bilmiyorum.Ölmek kelimesi laf arasında geçerken bile "Allah korusun." diyen yüzlerce insana tanıklık etmiştim.

Hep korkutur ölüm, hayal gücü bırakın dünyayı evrene sığamayan insanları hariç.Öldüğünde hayalet olacaklarına inananlar var.Umutları ve hayalleri var onların, onlar ölse bile umutları ve hayalleri yaşar o hayalperestlerin.Birde ölümün korkutabildiği bir kesim vardır.Maddesel düşünen bu insanlar mezarda çürüyecek ve bunu bile fark edemeyecek kadar ölü olacaklarına inananıyorlar.Hayalet olsalar dahi gerçekten ölümü her anlamıyla yaşayacaklar çünkü geridekilere dünyanın ölüm ve yok oluma mahkum olduğuna inanarak bir şey katamadan gidecekler.İnançlarımız bizi yok edebildiği gibi sonsuza denk yaşatabiliyor, şuan okuduğum 1800'lü yıllarda yaşamış ve ölmesini beceremeyen adamın söylediği bir söz, geride bıraktıklarının onu yaşattığı gibi.Anladığım kadarıyla adını unutmayanlar var ve bu onu 2 asırdır ölümsüz yapmış.

Düşünmediğim şeyi düşünmeseymişimde olurmuş diyorum kendime, asla başıma gelmeyecek çünkü ben hayalet olacağına inanarak hayal edip, halay çekmeyerek yaşayan bir hayalperestin ruh arkadaşıyım ve insanlığa kattığı en az bir denemesi olan bir adamım.Adımı kimse bilmese bile bu beni yaşatmaya yetecek gibisine yaşayacağım.