Bir Gönül Şiiri

Bir baykuşun türküsünden,

Ilgıt ılgıt esen rüzgarın sesinden,

Hep sen olan rüyalarımı böldüm de,

Derin bir sensizlikten uyandım.

Saatler gece üçü gösteriyor,

Benim yüreğim ise seni.

Usulca sokuldum sen kokan kalemime,

Gecenin karasından kara,

Senin yüzün misali,

Masmavi bir kağıda,

Umudumu yazdım...


Dinle...


Ne çok geceler yaşamışız,

İki kişilik yalnızlığımızda.

Bambaşka düşlere uyumuşuz,

Aynı hüznü,

Aynı kederi,

Farklı alemlerde,

Aynı senaryolarda oynamışız.

Ama,

Başrollerinde bir ‘biz’ olamamışız...


Ne çok fırtınalar gürlemiş derinlerimize,

Savurmuş köklerimizi,

Sallamış dallarımızı,

Meyve veren umudumuzu,

Dökmüş yüreğimizden.

Kupkuru kaldık ya,

Ahirinde sevdanın,

Meğerse sevdaya,

İkimiz bir tohum olamamışız...


Koca koca badireler atlatmışız.

Söylenecek onca söz,

Edilecek bunca küfür,

Bir hançer gibi,

Saplanıp kalmış göğüs kafesimize.

Onca çığlık atmışızda,

Sessiz kalmış güftemiz.

Onca kelam etmişizde,

Sevda şarkımıza,

İki kelime olamamışız...


Ne çok sular geçmiş aşk köprümüzden,

Oturmuşuzda pervazına bu aşkın,

Birer birer atmışız,

Akan zamana,

Bütün ideallerimizi,

Geçmişi,

Geleceğimizi.

Boğulmuşuz hep.

Koca koca insanlar olduk da,

Suya direnen bir kayık olamamışız...


Velhasıl yürek yaram;

Mecnun olmuşuz,

leyla(!) olmuşuz.

Ve hatta,

Aslı olmuş,

Kerem yakmışız.

Ama,

İkimiz bu sevdada bir ‘biz’ olamamışız...

                                                 16.01.2016 GAZİANTEP

                                                         ‘’STEH AUF''