Bir Dizi

İnsanlar çoğu zaman anlamsız varlıklar olabiliyorlar. Ne kadar çok boş iş var ise hepsi ile ilgilenebiliyorlar. Hele ki söz konusu şu insana bir şey katmayan diziler ise bambaşka bir boyuta geçiyor ve hayatını o dizilere göre şekillendiriyor insan. Dizi kaçta başlayacak ise bütün günün planı o saate göre yapılıyor.

İnsana ne katar dizi? Kültürel bir yanı yok, eğitimi amaçlamaz, toplumun ahlak anlayışına aykırıdır çoğu. Kendi cebimizde kuruş yokken o dizileri izleyerek milletin cebine trilyonlar sokuyoruz. Amaçları sadece paradır zaten. İnsanların ilgisini çekmek ve seyirci sayısını arttırıp para kazanmaktır. Ulaşırlar da bu amaca. Öyle çok boş insan var ki...

Kanallarda izleyecek başka bir program bulamaz olduk. Her yer yığın ile dizi kaynıyor. İzleyici olmasa nasıl yapılır bu diziler? Soru çözmeye, kitap okumaya üşenen kim var ise dizi başında. Ömrünü dizi başında geçiren kadınlar var ya! Oturup saçma sapan kurguları izleyeceğine, topluma yönelen bir sinema izle ya da bir kitap oku ki çoluğuna çocuğuna faydan olsun. Şimdiki nesilin durumunun vahimiyeti bence buradan gelir. Anne ya da baba kendini geliştirip sonra çocuğunu geliştirecek ki hayırlı bir nesil yetişsin. Ama sen işini yap, çocuğu sokağa sal ya da önüne bir tas yemek koy sonra kalan zamanının tümünü dizi izleyerek geçir. Senin çocuğuna ne faydan var pekiyi? Doğurmuşsun, Allah’a emanet büyütüyorsun. Bir karakter, kişilik sahibi yapmaya çalışma. Kendinde cahil kal, çocuğunda kalsın. Herkes çocuk büyütüyor. Önemli olan yetiştirebilmektir. Görüyoruz sokaktaki çocuğun halini. Kavgalar, küfürler… salarsan sokağa, sen de evde oturur dedikodu yaparsan ya da dest-i izdivaç izler isen o çocuk sana bile küfür eder. O zaman kızmaya kimsenin hakkı yoktur.

Sen çocuğuna ne veriyorsun ki ne isteyeceksin? Oturup konuşuyor musun, örnekler ile ya da oyun ile anlatıyor musun? “ Aman canım daha küçük, ne anlar! “ böyle bir düşünce olamaz ya. Sen çocuğa küçük iken aşılamayacaksın da ne zaman aşılayacaksın? Çocuk yollarda bağırır, bir şey ister tutturur, milletin yanında para ister, ağlayarak her istediğini yaptırmaya çalışır, yani kısacası rezilliktir. Daha küçük deyip öğretmez isen böyle bir rezillik büyütürsün. Benim kardeşlerim daha 2-3 yaşlarında bile bağıra bağıra ağlamazlardı. Öyle yetiştiriyorduk çünkü. Hiç hatırlamam ki kardeşlerim yollarda ağlasın bir şeyler istesin. Hayır! Yapılmaması gerektiğini bilirlerdi. Eğer çocuk annesinin bakışından ne demek istediğini anlamıyor ise o annenin çocuk yetiştirmede bir sorunu var demektir. Çocuğun, annenin maddi durumunu anlaması lazım. Yok dendiği zaman yoktur. Bu aşılanmalı. Belki durumum o an müsait değil. Neden çocuğum beni başkalarının önünde rezil etsin ki? Bu benim ayıbım. Herkes anneye laf eder. Çocuğa çocuk derler zaten. Önemli olan daha 3-4 yaşlarında bunu alışkanlık haline getirmemesi, her ağladığında istediğinin olamayacağını bilmesi gerektiğinin farkında olmalı. Her ağladığında eline şeker verilir ise, o çocuk ağladığında buna ulaşabileceğini bildiği için hep aynı taktiği uygular.

Yetiştirmek annenin görevidir. Dizi başında vakit geçirileceğine oturup çocuğu ile oynamalı, ona öğretmelidir. Çevremdeki kadınların çoğu böyle. Birbirlerine giderler ya dedikodu yaparlar ya dizi izlerler, çocukları sokağa salarlar, çocuk sokakta ne yapar, kimler ile konuşur, sokaktaki tavrı nedir, umurlarında bile değil. Akşama kadar sorgulamazlar. Akşam olunca da çağırır, yemek veriri, yatırır, ertesi gün yine aynı. Tek söyledikleri “ Oğlum – Kızım dur yapma.” Çocuğu arsız yapan annedir. Anne bilinçli olur ise baba da ister istemez ona ayak uyduracaktır çocuğunun selameti için. Ama bu gün annenin kendine hayrı yok ki çocuğuna bir faydası olsun. Hadi okutmamışlar bari kendini geliştir. Aç bir kitaba bak. Bir tarih oku, bir psikoloji oku kendini ilerlet. Ama yok. “ iş güç. Kendime zaman ayıramıyorum ki.” Hep aynı bahane. Televizyon izlerken çok zamanları var ama. Halbuki açıp okusa planlı bir şekilde çalışmayı öğrenecek ve kendine de bolca zaman kalacak. Tabii kim uğraşır onca şey ile. Çocuk işte büyür. Bu zihniyet zaten hayırsız nesilleri büyüten. O çocuktan ileride ne bekleyeceksin? İleride bana bakar diye mi doğuruyorsun? Ama bu şekilde yetişen bir çocuk huzur evine de kapatabilir, bunu da düşünmek lazım. İstisnalar vardır tabii. Ama çocuk yetiştirmekteki durumumuzu kabul etsek iyi olur. Çok iyi olsa idik çocuklarımızda çok iyi olurdu. Çocuk her yaşta her şeyi anlar. Önemli olan nasıl anlatıldığıdır. Anlayabileceği dilden konuşulduğu müddetçe “Çocuktur, anlamaz.” Diye bir şey söz konusu olamaz. Çocuğunu seven bir anne “çocuktur.” Deyip boş geçmez. Ona her yaşta, her türlü yanlışı öğretir. Açıkça söylüyorum kendi çocuğunuzu yetiştirirken üşenmeyin. Biraz gözünüzü televizyondan alın da çocuğunuzu iyice bir bakın. Bakın bakayım o çocukta ne tür kurgular görüyorsunuz.

Sevgili fikirdaşım, umarım sen de benim ile aynı görüşü paylaşıyorsundur. Eğer böyle düşünmüyorsan da canın sağ olsun :)