Ramazan Bayramı, Şeker Bayramı Değildir

Malum, 11 Ayın Sultanı mübarek Ramazan Ayını geçirdik. Bu konudaki ayet, hadis, Allah dostlarının sözleri ve benzeri bilgileri burada yazıp sığdırma imkanımız yok. Fakat bir tanesini zikredeyim. Hadîs-i şerîfte buyurulur:

“Eğer insanlar, Ramazan-ı Şerîf’in ne olduğunu lâyıkıyla bilselerdi, senenin tamamının Ramazan olmasını arzu ederlerdi.” (İbn-i Huzeyme, Sahîh, III, 190) Dolayısıyla böyle kıymetli bir ay…

Bu mübarek Ramazan Bayramı'nı da geçirdik... Bize nasip oldu… Ama bu bayram, “Ramazan Bayramı” idi. Asla şeker bayramı değil.

Müslümanlar, Ramazan boyunca oruç tuttular. Sıcak, nemli ve UZUN günlerde (bu şuura sahip olup gerçek anlamda TUTAMAYANLAR fidyelerini vererek Allah'ın emrini yerine getirmeye gayret gösterdiler.) Karşılarında yiyen ve içenlere rağmen… Onların yeme içmeleri önemli değil ama “saygısızlık” tarafı dokunuyor insana…

Her gün 24 saat, yani 1440 dakika, yani 86400 saniye… Geçen hiçbir saniye asla geri gelmeyecek. Nitekim Efendimiz (sav): “Ben bu dünyâda, bir ağacın altında gölgelenen, sonra da orayı terk edip giden binitli bir yolcu gibiyim.” buyurdular. (Tirmizî, Zühd, 44/2377)

Ömür, gerçekte, çok hızlı tükenmekte. Hemen geçiverdi Ramazan Ayı da.

Cenâb-ı Hak âyet-i kerîmede şöyle buyurur: "Bu dünya hayatı bir eğlenmeden, bir oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurduna gelince; şüphe yok ki o, hayatın ta kendisidir, bunu bilmiş olsalardı." (Ankebût, 64)

Evet, mesele, dünyada “1 öğünün aksaması” değil. Mesele, HAYATIN KENDİSİ OLAN AHİRETTE “rızıksız, sahipsiz, dostsuz …” kalıp kalmamak meselesidir. “Hayatın”, BU DÜNYA OLMADIĞI aslında o kadar açık ki. Öyle ise kalıcı değilsek, GİDECEĞİMİZ YERİ düşünmemiz, araştırmamız, uyarıları dikkate almamız … gerekmez mi?

“Şeker” Bayramı OLMAYAN Ramazan Bayramı, Müslümanların, oruç tutanların (veya sağlık vb. geçerli bir sebeple tutamayanların) BAYRAMIDIR. Allah'ın bayramıdır. Allah'ın ve Peygamberi'nin (sav) çizdiği sınırlar içinde geçirilmesi gerekmektedir.

Somutlaştırır ve örneklersek, ne yazı ki Bankalarınkredi” reklamlarında “Ramazan Bayramı Kredisi” diyorlar. “Allah”ın (cc) verdiği bayrama” KREDİ (faiz almak vermek lanetlenmiştir) veriyor. Tabiki bankaların işi “kredi vermek” falandır ve FAİZ ile çalışır. Fakat, insanları, “tüketime” sevkederken, bu kadar pervasızca “Dini Bayramların kullanılması” bize göre abestir…

Televizyonlarda, “Ramazan Bayramı Eğlencesi” adları altında RAMAZAN İLE ALLAH İLE PEYGAMBER ile hiç alakası olmayan programlar yapılıyor. Ha! “Kendi nefsinizin kitabına göre” eğlenecekseniz, eğlenin. Ama adına “Ramazan Bayramı Eğlencesi” KOYMAYIN…

Son olarak da ŞİŞLİ Belediyesi’nin bu yılki Bayram hakkındaki afişlerinde de ŞEKER Bayramı ifadesi Sn. İnönü tarafından kullanıldı. Yani bir kavram, bir bilgi, bir inanca dair bir şey bu kadar da ASLINDAN koparılmaz ki!

Şişli’de olmanız, belediye başkanı olmanız, CHP’ye ait bir başkan olmanız gibi herhangi bir şey bu ASLINDAN KOPARMAYI haklı gösteremez… Bu durumlar aynı zamanda – güya CHP’nin araştırdığı – “biz inançlı kesimlerden niye yeterince oy alamıyoruz” sorusunun da gerçek ve acı cevaplarından biridir.