taş

Susarak yapılan çok iş gibi benim de yaptığım üç beş işim vardı. Şimdi hepsini alıp önüne sermek vardı. Nasıl bulabilirdim ki içimden o kaybolan araya sıkışan şeyleri? Taşın bile dili vardı, hatta benden daha iyi bir dili. Hem benden daha iyi susuyordu, hem anlatacaklarımı benden daha iyi anlatabiliyordu. Bir halkım yoktu ki balkon konuşması yapsaydım. Taş ise çok farklıydı, üstelik benden daha sabırlı olduğu aşikârdı.

Şapkalı a gibi asaletin vardı senin. Öylesine aşikârdın, belliydin. Bu kadar belli olman zorlarına gitti. İçlerinde bir yerlere dokunduysan demek ki... Kim bilir kimleri hatırlattın onlara. Hangi dokunamadıkları canı yaktın ki seni yasakladılar? Şapkana izin vermediler. Artık şapkasız olacaktın. Böylece onlar da rahatlardı belki. Dikkatlerini daha az çekerdin. Daha az şey hatırlatıp daha az canlarını yakardın. Çok can yakman artık mümkün müydü sence? Sen artık sıradandın. Nasıl görsünlerdi seni artık ? Diğer a'lardan ne farkın kalmıştı ki? Yağmur gibi görünen insanlarda kar tanesi olmak rahatsızlık sebebiydi. Seni de yağmur tanesi ettiler. Ama bilirsin benim gözlerim iyidir. Seni benden başka herkese kör ettiler. Beni farketmediler. Oysa benim dünyamın halâ şapkalı başkanıydın. Aradan yılların geçmesine izin vermiş gibiydin. Seni ezen insanların seni istila edişinin senin içinde yarattığı gürültü gibi bir sessizlik vardı içimde. Bir taşın kum oluşunu izler gibiydim. Sabrettiysem, seni izlemekten... Allah biliyor da koymuş beni yakınına. Yoksa sabrı bana hangi lisan öğretecekti? Ah bu insanlar bir türlü beceremeyecekler senin farkında olmaman ihtimalini... Herkesten yine farklıydın; yine. En başta, benden farklıydın; benden. Asla kopamayacağım bir bağla bağlanmıştım sana. Gözle görünmüyordu sadece. Yer altından mı gök üstünden mi adını sen koy. İnsan bu, daha ne kadar hissedebilir deme sakın. Benden iyi biliyorsun bu işi. Şimdi kum olan ülkelerde kum arama vakti değil. Seni ülkemde aramalı... Hoş ya, ben seni kaybetmedim. Seninle tekrar tanışmalı. Bir büyük taş olup bir yola konmalı. Sonra izlemeli; gelmeyecek geçmişi ve gelmeyecek geleceği..Image title