seni anlatmak

Bir senfonisin sanki kalp salonlarımda. Bense masum seyirci. Tek senden nasiplenebilmek ümidi, tabiri caizse sana doymak. Verdiğin güveni sırtıma dolayıp taşımak yüreğimde seni. Kafamı duvarlara vurmadan anlatabilmek. Mülteci hayallerimden uzak tutmak. Ayrılık kokan kavuşmalarımda topal giden ayaklarıma sormadan sevebilmek seni. Cesurca, korkusuzca tüm aldatmalardan uzak gerçek bir saadetle sevebilmek. Hesapsız, kitapsız, zamansız, sorgusuz, sualsiz hatırlayabilmek. Anımsama özgürlüğümü sende hep devam ettirmek. Sana olan duygularımın sancağını taşıyıp Allahuekber dağlarına asabilmek için çırpınmak. Sende bir umut beklercesine asılı kalmak... Bir gözyaşı damlamı nazarına akıtmaktan korkmak;senin nazarın ki okyanuslara lâyık, cennet sularına layık... Bundandır diye düşün sen yine arka mahallelerde ağlayışımı. Bir yastıkta boğuluşumu. Bir tabloya benzetmeden bakabilmek suratına. İncitmeden öpebilmek seni... Dünya ülkesinde seni memleket bilmek. Senden uzağı gurbet saymak. Bir tükeniştir ki umut süregider mor sahalarımda. Seni onlardan uzak tutabilmek seni beyaza, yeşile mahkum edebilmek. Bir ayrılık acısı damarıma dökülen kezzap yarası. Durmadan akan, akması farz olan sıvıda bir ayrılıksın en fazla... Bir acısın, bir sızısın. Oysa adın umutlara yakışırdı. Oysa adın özgürlüğe yakışırdı. Bir turnosol kağıdı sen benim üzerimde bir sana kıyamaz bir sende bozar kurallarını. Bir seni sayar kural diye bir seni yazar defterlerine. Bir sesini anlatmaya ömür harcar.. Bir tutam siyahlık damlıyor gözlerinden kalemime, bir mum yakıyor bakışların. Bir de kağıt oluyor benim tüm varlığım..İşte seni yazmak, işte sen. Bana özel bir kelime hazinesi, bana özel bir tasavvur, bana özel bir sevgi. Gece demleri vurur kıyılara seni, gündüzler hep derinliksin. Kış olsun, yaz olsun hep serinliksin. İmzaya benzetmeden anlatmak seni, siyaha bulaştırmadan gökkuşağı olarak çizebilmek seni..Bir cümlelik dünyada virgül kullanmadan anlatabilmek seni...

Etiketler: aşk