İnsan en çok kendine kırılır!

İnsan kırılır… Peki kime kırılır insan? Kendi kendimize konuşurken kolayca cevaplayıveririz aslında bu soruyu. Karşımızdakine kırılmışızdır, çünkü o bizi kıracak bir şeyler yapmıştır. Aslında bu sorunun cevabı bu değildir, kendimizi kandırırız sadece. O müthiş benliğimize zarar gelsin istemeyiz çünkü. Oysa bir durup düşünsek, bir izin versek kulaklarımızın iç sesimizi duymasına, o söyleyecek bize bizi asıl kimin kırdığını. 

Bizi asıl biz kırarız, kimse değil. Bizi inciten, yaralayan asıl kendimiziz ve bunun farkına varmak istemiyoruz. Nasıl yani değil mi? Nasıl olur da insan kendini kırabilir? Öyle bir kırıyoruz ki hem de adeta feleğimiz şaşıyor. Hayatımıza giren çıkan insanları kontrol edebiliyor muyuz mesela? Kim hayatımıza girerken kapıyı çalıp giriyor ki ya da kim hayatımızdan çıkarken müsaade istiyor? Hayatımızın, yani bizim hikayemizin asıl kahramanı kim peki? Gerçekten biz miyiz bu hikayenin asıl kahramanı? Yoksa hayatımızın merkezine koyduğumuz insanlar mı? Peki kendi ellerimizle alıp hayatımızın merkezine koyduğumuz insanlara nasıl güveniyoruz da, onları kendi hikayemizin asıl kahramanı haline getiriyoruz? Kendi ellerimizle alıp kendi hikayemizin başkahramanı yaptığımız bu insanlar bizim hikayemizi mutsuz sonlandırınca peki bizi asıl kıran kim oluyor?


3 Temmuz 2015 Cuma

01:38