On'da Acıdı

Kemoterapi gören hastaların bir çoğu için farklı bir anlamı vardır birden ona kadar olan sayıların. Onlar acının en ağır en dayanılmaz halini ifade etmekte, kelimelere değil sayılara başvururlar. Benim de çoçukluğumda edindiğim yeni bir oyun şekliydi acılarımı sayılandırmak, ilk yere düşüşümü hatırlıyorum da beş beş diye bağırırken annem koşar adımlarla gelip kanayan bacağıma pansuman yapmıştı. O gece annem beni yatağıma yatırırken neden beş dediğimi sordu gülerek.

- Hemşire abla acımı sayılandırmamı istemişti ya dedim. Annem o gece  odamdan ağlayarak çıkmıştı, neden ağladığını o günlerde pek anlamasam da bugün oyunumun annemin canını ne kadar yakmış olduğunu görüyorum...

Ertesi gün annem babamı işe, ablamla abimi ise okula uğurladıktan sonra beni yanına çağırıp sımsıkı tuttu ellerimi. Ne zaman annem elimi tutsa ben kendimi süper kahraman gibi hissederdim... Gözlerime baktı "kızım" dedi "sayılarını küçük acıların için harcama. İleride hayat, daha katlanılmaz acılar çıkaracak karşına" dedi. O gün anneme söz vermiştim; sayılarımı saklayacaktım... 

Aradan yıllar geçti, acılarım da benle birlikte büyümeye başlamıştı. Birgün annemle babam beni yanlarına çağırıp bitmek bilmeyen hastane serüvenimin nedenini açıkladıla, o gün avaz avaz on diye bağıracak kadar canım acısa da bağırmadım. Bu acımı annemle babamın ayrılıkları takip etti. O gece de on diye haykırmak istesem de susmuştum... Tükenmek istemiyordum, daha çok erkendi...

Sonra birgün gülüşleriyle aşka düştüğüm, gözlerinde yeni bir mevsim keşfettiğim bir adamla tanıştım. O benım için aşkın vücut bulmuş haliydi... Bir anda sarıp sarmalamıştı tüm yaralarımı. Onunlayken ne acılar ne de sayılar aklıma gelmiyordu... Sonra birgün gitmek istedi. O gün cehenneme düşmüş gibi hissettim kendimi. Nasıl çıkacaktım, kim tutacaktı ellerimden bilmiyordum. O gece anladım 9.99 du acı oranım. Şimdi tükenmemek için nefes dahi almaktan korkuyorum. Şimdi tükenmemek için tüm insanlardan kaçıyorum...

Not: İnsan en çok güvendiğinde tükenir...