Yalnızlık

Yalnızlığın yakasını bırakmayacağı düşüncesi öyle gürültülü bir rahatsızlık vermişti ki; gecenin sessizliğinde büyük bir hevesle okumaya başladığı kitaptan tek bir cümle bile anlayamamıştı. Aydınlatma kabiliyeti oldukça yetersiz olmasına rağmen evin diğer sakinlerini rahatsız etmemek adına sadece geceleri kitap okurken kullandığı emektar masa lambasını kapatıp karanlıkta kalmak en mantıklısıydı. Belki uykusu gelir ve böylece zihnindeki gürültüden de bir an önce kurtulurdu. Planı tutar mıydı bilmiyordu ama uygulamaya koymak için hemen harekete geçmiş ve bir çırpıda yatağına uzanmıştı. 

Rahatsız edici bulduğu düşüncelerinden kendini arındırmaya çalışarak anlamsızca tavana bakıyordu. Perdenin arasından sokak lambalarının ışıkları ile saatin epeyce geç olmasından kaynaklı caddeden seyrek geçen arabaların farlarının hareketli ışıkları sızıyor ve odanın tavanında güzel bir gölge oyunu oynuyorlardı. Bu geç saatte daha iyisini bulamam düşüncesi ve yalnızlığını kabullenmiş bakışlarıyla karanlıkta kayboluyordu artık. Keşke bir kaç saat önce kendimle inatlaşmayıp durumumu kabullenseydim de okuduğumu anlasaydım en azından diye içten içe hayıflanıp; yüzünde her bu hale düştüğünde oluşan alaycı gülümsemeyle gözlerini yeni bir güne yumuyordu.

Coşkun EVER