Özgecan Aslan ve Kadınların Toplumdaki Yeri

Kadınlar size Allah'ın emanetidir. (Hz. Muhammet - veda hutbesi) 

Yutkunamıyoruz, konuşamıyoruz. Nasıl anlatılır ki? Veda hutbesinde yükselen sese nasıl olurda cevap veremiyoruz. Mersin’in Tarsus ilçesinde eve gitmek için bindiği minibüsün şoförü tarafından bıçaklanarak öldürüldükten sonra yakılan üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın (20) hesabı nasıl verilir? İnsan olarak utanıyorum kaldı ki bu cinayetin sorumlusu hemcinsim. Ah! Erkekleri daha çok seven ülkem. Cennet annelerimizin(kadınların) ayakları altında değil mi? Ah! bu tür olaylara cevap veremeyen yargıçlar, yasalar, kanunlar. Sizin anneniz, kızınız, kardeşleriniz yok mu? Bu nasıl bir iştir. Bu nasıl bir vahşiliktir.

'Keşke kızıma silah sıksaydı, çok acı çekmiştir' feryadını duymayan yargıçlar. 'O benim meleğim toprak atmayın ona' feryadını duymayan yasalar, kanunlar. Hepinizin canı cehenneme. Ülkem kadınların çalıştığı, övüldüğü, Tanrıçalara ev sahipliği yapan topraktır. Biz şimdi bu mu olduk?

Hadi yasalar kanunlar bize birşey öğretemedi, ya Peygamberimiz?Yazıklar olsun Muhammed'in ümmetine. Evet evet haykırıyorum, kadınlara haksızlık yapılıyor. Ve evet haykırıyorum kadın temsilcileri de hemcinslerine haksızlık yapıyor. Toplantı yemeği yemek, konuşmak bu sorunlara çare değil. Gelişmiş bir ülkede kadın tek başına dışarı çıkamıyorsa batsın gelişmişliği. 

Peki konu sadece tecavüz mü? Tabi ki hayır. Son kurban Özgecan ile tekrar gündeme geldi. Ama bu ülke de yetimhanelerde, askerlikte, okullarda, evlerde, şehir merkezlerinde, minibüste, metrobüste, magaza kabinlerinde heryerde taciz ve tecavüz olayları yaşanıyor. Önlem alınıyor mu? Bazıları alınıyor diye bilirler. Peki? Neden bu kadar taciz ve tecavüz olayları yaşanıyor? Neden yasalarımız değişmiyor? 

Biz sadece başbakanımızı, düşünürlerimizi, alimlerimizi mi asıyoruz, ömür boyu hapis cezası veriyoruz ha? Tecavüzcüleri neden asamıyoruz. Sakın kimse tedavi, rehabiltasyon demesin. Onlar ancak ve ancak ölümü hak eden alçak insan görünümlü varlıklardır. Yeter yahu. Bir ülkenin kadın karnesi bu kadar kötü olmamalı. Beni başka ülkelerin yasası ilgilendirmez. Çünkü taciz tecavüz insan hakları değildir. Beyannamede yoktur. Hergün 3. sayfa haberlerinde kadın ölümleri, şiddete uğrayan kadın haberleri okumak istemiyorum. Dövmek, kadına saygı göstermemek, kadına tacizde bulunmak erkeklik ise ben erkek değilim. 

Aslında konuyu sadece kadınların dile getirmesi doğru değil. Çünkü suçlu olan biz erkekleriz. Erkek çoçuklarıyla övünmeyi çok seven babalar-annelerdir. "Aman kızım dur, kızım yapma, kızım ayıp olur" diyeceğimize... "Dur oğlum yapma, ayıptır, terbiyesizliktir" demeyi bilmek lazım. Namus iki bacak arasında değildir. Kafadadır, görüştedir, zihniyettedir. Namus sadece kadınlara ait olsaydı, Hz. Yusuf’un olayı ne idi peki? Yeter aklınızı başınıza alın, oğullarınıza güvendiğiniz kadar kızlarınıza da güvenin. Kızlarınızı sevmek yeterli değildir. Konu sadece tecavüz mü? Ya okula gidemeyen kadınlar, çoçuk gelinler, seks kölesi olarak çalışan kadınlar, rızası alınmadan beyinsiz kocalara verilen kadınlar. Söz hakkı olmayan, itiraz edemeyen, 3 talak mağduru anneler? Bunlar niye konuşulmuyor? 

Sadece ülkemde mi kadın sorunu var sanıyorsunuz? Yanı başımızda DAIŞ vahşetinin elinde köle pazarında satılan kadınlar... Silkelenin ey! kadınlar. Gün baş kaldırma günü olsun. Silkelenin erkekler gün kadınlarla dayanışma günü olsun. Ahhh. Günahkar ülkem. N. Ç davasını unutmadık. N. Ç aralarında devlet memurlarında bulunduğu 26 kişi tarafından tecavüze uğradı. Peki sözüm ona yargıç ne karar verdi? Hiç utanmadan haya etmeden. N. Ç nin rızası var dedi. İşte bizim adaletten anladığımız bu. Ya Cem Garipoğlu'nun avukatlığını üstlenen şahısa ne denmeli? Hiç utanmadan Özgecan vahşetini lanetliyor. Düşünebiliyor musunuz avukatların başkanı (Türkiye Barolar Birliği Başkanı) Metin Fevzioğlu, Garipoğlu’nun avukatlığını yapıyor. İşte tecavüz, kadına şiddet davalarındaki adalet. Karnesi rezalet olan Türkiye’nin tecavüz raporunu sabah gazetesi açıklıyor, tabi bunlar sadece resmi rakamlar;

2003 yılında 1604

2004 yılında 1638

2005 yılında 1694

2006 yılında 1783

2007 yılında 1148

2008 yılında 1071 kadın tecavüze maruz kalmış. 

6 yılın değerlendirmesi bu. Utanç verici bir tablo. Ülkemi yöneten liderler. Lütfen biran önce ağır yasalar çıkarılsın. Onlar ki bu dünyada da cehennemi hak eden varlıklardır. Kadın cinayetleri raporu;

Adalet Bakanlığı'nın verilerine göre, Türkiye'de kadınlara yönelik cinayet oranı son istatistiklere göre 2002 ile 2009 yılları arasında yüzde 1400 artış gösterdi. 2002 yılında öldürülen kadın sayısı 66 iken bu rakam 2009'ın ilk yedi ayında bu sayı 953'e çıktı. Resmi kayıtlara göre, 2003'te 83, 2004'te 128, 2005'te 317, 2006'da 663, 2007'de 1011, 2008'de ise 806 kadın cinayeti işlendi. 

Bu rakamlardan sonra ne denilebilinir ki? Yasta değilim isyandayım. Çünkü canımdan çok sevdiğim annem ve 3 kız kardeşim var. Özgecan Arslan cinayeti için ne gerekiyorsa yapacağız. Mekanın cennet olsun masum insan, ne biber gazı seni koruyabildi ne de biz; affet bizi. Selam olsun Özgecan’a. Selam olsun tacize ve tecavüze uğrayan kadınlara. Affedin bizi lütfen; ne biz ne de yasalarımız sizi koruyamadı. Selam olsun cezaevinde tacize uğrayanlara. Affedin bizi lütfen sesiniz olamadık. Selam olsun çoçuk gelinlerine. Affedin bizi lütfen; nikahınıza engel olamadık. Selam olsun başta ülkemdeki, sonra tüm kadınlara. Yaşasın Özgecan katilleri ve tecavüzcüler için CEHENNEM. Yaşasın eşine, çoçuğuna şiddet uygulayan babalar için CEHENNEM. YAŞASIN BU DÜNYA VE DİĞER DÜNYADAKİ CEHENNEM. Affedin bizi koruyamadık sizi. Özgecan’ı unutmayacağız. Özgecan’ın anısına kaleme aldığım yazıyı başta Özgecan olmak üzere tüm kadınlara ithaf ediyorum.