Ve Şeriat

Şeriat kelime olarak, Arapça kökenli bir sözcük olup; "yol, mezhep, method, âdet, insanı bir ırmağa, su içilecek bir kaynağa ulaştıran yol" anlamına gelir.

Başka bir anlamı ise (daha çok kullanılan); kanunlar ve hukuk anlamına gelir. Örnek olarak Zerdüşt şeriatı, Musa'nın şeriatı vb.

Yani şeriat kelime muhteviyatıyla HUKUK demek. Yani şuan ülkemiz aslında şeriatla yönetiliyor. Tabi hukuk var mı yok mu o bu yazının konusu değil.

Biz Müslümanlar olarak şeriatı isteriz evet; Allah'ın şeriatını.

Allah'ın şeriatı nedir peki? Allah'ın şeriatı, Allah'ın ve Rasulü'nün getirdiği hükümlerin egemen olmasıdır. Yani Kuran-ı Kerim'e dayalı bir hukuk ve yönetim biçimidir.

Peki Müslümanlar şeriat istiyoruz diye devleti yıkıp yönetimi ele geçirebilirler mi? İşte yazımızın temel konusu bu.

Şuan ülkemizin %99'una Müslüman deniyor değil mi? Hadi bu oranı biraz daha düşürelim %90'ı diyelim. Peki bu %90 nüfusun kaçı şeriat kelimesinin anlamını biliyor? Kaçı şeriat istiyor? Normalde her Müslüman Allah'ın hükümleri ile yönetilmek ister, istemeli... Ama bunun şuan toplumumuzda %15, %20 bantlarında kalacağını tahmin ediyorum.

Bunun sebebi de çok basit. "Kimlik Müslümanlığı"Dikkat-Kuran-ı-Kerim-Sakın-Dokunma

Kimlik Müslümanlığı dedik evet, çünkü çoğu insanın sadece kimliğinde Müslüman yazıyor. Ancak İslamdan bihaberler. Şu halde sen nasıl şeriatla yönetileceksin. İlk başta buna Müslümanlar karşı çıkar.

Peki ne yapacağız?

İşte burada Bosnalı Bilge adam Aliya izzetbegoviçin ismini anmamak olmaz. Ne diyordu Aliya:

"Hedefimiz: Müslümanların İslamlaşması

Sloganımız: İnanmak ve mücadele etmek."

Aynen öyle, öncelikli hedefimiz Müslümanların İslamlaşması. Her mümine farz olan "Emri bil maruf nehyi anil münker" görevini  yerine getirmek ve bu uğurda mücadele etmek. Öncelikle çevremizden başlayıp, hatta öncelikle kendimizden başlayıp bu dini yaşamalıyız, anlatmalıyız.

Bir başka üstad, Hasan El Benna'yı da anmadan geçmeyelim. "Siz evlerinizi İslamlaştırın ki sokaklarınız dahi İslam olsun.” Yani evimizde Allah'ın şeriatını uygulayalım ki sonra devletimizde uygularız. Bunun yegane yolu da davet ve tebliğdir. Biz Müslümanlara şeriatı değil İslam'ı anlatacağız. Zaten toplumumuz İslamlaşırsa hakiki manada, işte o zaman İslam devleti kendiliğinden gelir.

Ancak toplumu henüz İslamlaşmamış, İslam'ı yaşamayan ve bilmeyen bir yere siz tepeden inme bir İslam devleti, şeriatı uygularsanız o devlet yıkılmaya mahkumdur. Tabanda karşılığı olmayan her hareket tarumar olmaya mahkumdur.

Bizim ana gayemiz toplumun her yerine, tabiri caizse kılcal damarlarına kadar İslam'ı anlatmak ve yaşamak. Ondan sonra toplum nasıl şekillenirse o düzen kendiliğinden gelir zaten.

Ve yazımıza Necm suresi 36.ayetle noktayı koyalım ve bunu kendimize mihenk taşı yapalım.

"Hakikaten insan için kendi çalıştığından başkası yoktur."