Boyalı Kuş

Her kitabın bir hikayesi vardı

Yazanına değil, okuyanına ait olan

Belki gün ortasını sabah edinen biri

Belki de gökyüzünde uçan boyalı kuş

Çöp tenekesinin yanında bulunan 36 numara ayakkabı

Her daim kaldırımın aynı köşesine uzanmış olan kedi

Brandalarını hazırlamış kapanmaya yüz tutan manav

Sular kesildiğinde bidonlarla koşulan cami önündeki o çeşme

Aradığın kitabı bulduğun yol üstü kitapçı

Daha niceleri...

Bakıp görmediğimiz ne canlar, ne hayatlar

Duymayı beklediğimiz kelimeler

İçimize gömdüğümüz hıçkırıklar

Her biri değil miydi hayatın parçası,

Biz biz eden incelikler?

Peki ya kitabın arasında kurumaya yüz tutan çiçek misali

Çekmecenin içinde kaybolan bir not

Ya da albüme doldurup da bir kere eline almadığın o fotoğraflar gibi

Yaşananlara yüz dönmek niyeydi?

Böyle savurgan olmamalı insan

Zaman bir nehir gibi silip süpürmeye çalışırken her şeyi

Anıları kaçırıp da doldurmalı ceplerimize

Sahip çıkmalı bizi biz edenlerimize...