eski bir saat

Bilmediğim şehirler, evler tanıdım zamanında

Hiç alışamadım bu yabancı dünyaya

Her nefes alışımda memleketim diye ah ettim

çocukluğum diye göz yaşı döktüm

Anılarımla dertleştim bir başıma

Fotoğraflarla arkadaşlık ettim yalnızlığımda

Öyle çok yaşadım ki yoruldum bu genç yaşımda

Esir yelkovanıyla akrebinin durduğu

Eski bir saat gibiyim şimdiyse

Mecalim kalmamış salise ilerlemeye

Kanatlarım paslanmış bu parmaklıklar ardında

Uçamam gayrı tek adım öteye

Ruhumla dolaşırım diyar diyar

Satırlar arasında yürürüm her gece

Susmalarda dinlenirim böylece...