Eğitim

Eğitim, bireyin doğumundan ölümüne süregelen bir olgu olduğundan, politik, sosyal, kültürel ve bireysel boyutları aynı anda içinde bulundurduğundan, tanımının yapılması zor olan bir kavramdır.

Eğitim;

Kişinin yaşadığı toplum içinde değeri olan, yetenek, tutum ve diğer davranış biçimlerini geliştirdiği süreçlerin tümüdür.

Önceden saptanmış esaslara göre insanların davranışlarında belli gelişmeler sağlamaya yarayan planlı etkiler sürecidir.

Bireyin davranışlarındaki yaşantısı yoluyla kasıtlı olarak ve isteyerek değişme meydana getirme sürecidir.

Görüldüğü gibi eğitimin birçok tanımı yapılabilmektedir. Ancak, günümüzde çoğunlukla tercih edilen tanım:

“Bireyin davranışında, kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istenilen yönde (eğitimin amaçlarına uygun) değişme meydana getirme sürecidir.” Şeklindedir.

Bu tanıma göre;

Eğitim bir süreçtir.

Eğitim sürecinde, bireyin davranışlarının istenilen yönde değiştirilmesi amaçlanmaktadır.

Davranışlarındaki değişme kasıtlı olarak gerçekleştirilmektedir.

Eğitim sürecinde bireyin kendi yaşantıları esastır.

egitim-ve-gelistirmeEğitim amaçla başlar, öğretme-öğrenme etkinlikleriyle devam eder ve değerlendirme ile son bulur. Sürecin bu mantığı bütün kültürler için aynıdır. Amaçların içeriği ve öğrenme için kullanılan öğretme yöntemleri kültürden kültüre göre değişebilir, fakat sürecin doğası değişmez.

Yazmış olduğumuz yazı dizisinde “Osmanlı’da Eğitim" ve "Cumhuriyet Döneminde Eğitim”e ışık tutmaya çalıştık. Yazılarımızda belirtiğimiz gibi eğitim bir milletin kaderinde çok önemli bir yere sahiptir. Osmanlı’nın ilk dönemini çıkarırsak son 300 yıldır eğitim sistemimizde (Sultan 2. Abdülhamid Han Dönemi istisna) ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır ve bir türlü bu sıkıntılar aşılamamaktadır. Kanaatimizce bu sıkıntıların en büyük ve önemli nedeni plan program eksikliği veya yetersizliğidir. Bununla birlikte sürekliliğin olmamasıdır. Oysa yukarıdaki tanımlarda eğitimin bir süreç olduğunu ifade etmiştik.

Hatırlayacağınız üzere bizde eğitimde ilk yenileşme hareketleri 18. Yüzyılda başlamıştı. Buna bağlı olarak Avrupa’ya uygun okullar açılmış ve Avrupa’nın eğitim sisteminden istifade etme çalışmaları başlamıştı. Tanzimat, ıslahat ve meşrutiyet dönemlerinde süre gelen yenileşmeler Cumhuriyet’te köklü değişikliğe maruz kalmasına rağmen yine de eğitim istenen seviyeye çıkarılamamıştır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında oluşturulan sistem daha sonraki dönemlerde değiştirildi, daha sonraki dönemlerde oluşturulan sistem takip eden diğer dönemlerde değiştirildi ve bu değişim günümüze kadar süre geldi. Bu değişmeler öyle bir hal aldı ki, her hükümet eğitim sistemini değiştirmek için uğraştı, son zamanlarda ise her değişen Milli Eğitim Bakanına göre eğitim sistemi değişir oldu. Ondan da daha ötesi bazı Milli Eğitim Bakanları kendi dönemlerinde her yıl eğitim sisteminde değişiklik yapar oldu. Oysa eğitim sistemi sürekli değiştirilecek bir sistem değildir. Sistemin mevcut durumu muhafaza edilir ve yeni gelişmeler varsa sisteme eklenir. Bizde olduğu gibi her yıl toptan eğitim sistemi değişmez.

Eğitim, basit bir olay değildir. Çünkü eğitim insan/nesil yetiştiriciliğidir. Bu nedenle üzerinde durulması gereken çok önemli bir olaydır. Eğitim, günlük siyasi olaylara malzeme yapılacak veya rant aracına dönüştürülecek bir olay da değildir. Uzun süreli ve iyi planlanması gereken çok önemli bir olaydır.

Evet, maalesef son 300 yıldır süre gelen eğitimdeki aksaklıklarımız daha da devam etmekte ve geçmişten hiç mi hiç ders çıkarılmamaktadır. Tabandan tavana kadar eğitim sistemimizde çok aksaklık var. Bu aksaklıklar düzeltilmeden eğitimin düzelmesi beklenemez. Bunlar devletle alakalı olan durumlardı. Bir de fertlerin yapması gerekenler var, öğretmenin, velinin, öğrencinin yapması gerekenler var. Öğretmen kendini iyi yetiştirmelidir ki, öğrenciye bir şey verebilsin. Buna karşılık olarak öğrencinin de kendi üzerine düşeni yapması gerekmektedir. Veliler ise öğretmenle irtibatta olmalı, çocuğunun iyi yetişmesi için elinden geleni yapmalıdır. Zannediyorum devlet üzerine düşen vazifeyi yerine getirir ve eğitim sistemini tam oturtursa, geriye kalan diğer sorumluluklar zamanla yerine getirilir. İlkokuldan tutun da Üniversite hatta Lisans Üstü Eğitime kadar eğitim yeniden planlanmalı ve düzenlenmelidir. Eğitim sağlam temellere dayandırılmalı ve her hükümete göre değişikliğe uğramamalıdır. Yoksa olan olur ve bugün olduğu gibi eğitim sistemi tıkanır…