Bir Hikaye Yaz

    Su gördüm düşümde

    Hızlıca vurmaktaydı yüzüme.

    Sanki anlatması gereken hakikat varmış gibi

    Yarım kalmış bir hikayenin koşuşturması gibi

    Çarpık evler gibi karıştırdı yine zihnimi

    Söylenecek ne sözler vardı oysa birbirine dolanmış

    Şimdi sesleri karışırcasına suyun sesine...

Aslında her şey bir hikaye içindi. Şimdi herkesin elinde ne olduğunu unuttuğu bir hikaye kitabı. Mısraları acıklı bir türkünün nakaratıyla başlayan… Hangi gerçek tatlıydı ki inancı! Ya da dünyayı gerçek sanmak ne acı… Hepsi bir yanılsamadan ibaret değil mi oysa... Bir göz kırpışına sığdırılmış hayat. Cahit Sıtkı diyor "Uyudun, uyanamadın olacak."

"Saat kaç?" diyen ihtiyarın umurunda mıydı sanki... Laf kalabalığıydı belki de. O da biliyordu zamanın yüzündeki her bir kırışıklıkta gizli olduğunu. Ne güzel demiş Ali Ural ''Zamanı olduğunu düşünen de zamanında aldığını sanan da yanılır.'' Ne alırsan al, ne yaşarsan yaşa heybendekilerden bahsetme vakti gelir çatar bir gün. Aldığını sandığın değil yazdıklarındır senin olan. Hikayenden bahsetsene bana. Zaman mı, hızlı mı yoksa ? Evet sınırlıdır nefeslerin. Ne yazık ki satılık nefesler de bulunmuyor her şeyi satın alabildiğin bu mağazada(!) Geç kalma bir hikaye yaz en iyisi.

Güzel olsun, bahar olsun mesela. Renk renk olsun her bir kelime. Yağmurdan bahset ki bereket olsun. Uçurtmalar olsun ucuna her çocuğun umutlarını hayallerini gizlediği… En yükseğe çıksınlar birbirine dolanmasın ama ipleri. Kargaşa barınmasın birbiri arasında. Kuşlar olsun uçurtmalarla yarışan… Hayır anka kuşunu istemem. Kırlangıç olsun, hem iyi bir yarışçı ve baharın habercisi olduğunu bilmiyor musun yoksa?  Bunların hepsi çok zor deme sakın. Her hikaye dikenli bir yoldan geçer ve zamanın daralıyor. Ne duruyorsun zamanı ters çevir öyleyse. Çünkü zaman senden bir hikaye bekler...