İsimsiz Bir Sevgi

… Bazen dolarsın ya hani. Ağlamak istersin; hıçkıra hıçkıra ağlamak... Ya ağlayamazsın ya da ağlamayı kendine yakıştıramazsın… İnmez o iki damla yaş gözlerinden yanaklarına, utanır sanki. İşte bugün böyle bir gün olsun. Ağlamak isteyip de ağlayamadığımız bir gün olsun. Sensizliğin geri döndüğü bir gün olsun.

Bir söz vardır ya hani, benim değiştirdiğim bir söz… “Gözümün görmediği gönlümün sakatlanarak katlandığı, ancak gözümün gördüğü ve gönlümün hiçbir zaman, hiçbir şekilde katlanamayacağısın”. Ben böyle iyiydim. Sen yokken günlerim seni özlemekle geçiyordu ancak şimdi çıktın geldin. Bana bıraktığın onca yaradan sonra tekrar kahrolasıca hayatıma geri geldin… Şimdi yokluğuna mı yoksa varlığına mı yanayım can dostum. Söyle hangisi daha az öldürür kalbimi…

Ben seni var ya gözlerimden inen damlalarla sevdim. Ben seni hayatına hayatımı adayacak kadar çok sevdim. Ayaklarına yol olacak kadar çok sevdim. Ve hayatımın anlamı ben seni, senin için ölecek kadar çok sevdim. Peki, ne gördüm? Değer bilmedin hayatımın anlamı. Sana verdiğim değere sahip çıkamadın hiçbir zaman.

Adına ister aşk de ister fazla sevgi… Ama ben seni, yüzünde bir damla tebessüm görmek için hayatımdan vazgeçecek kadar çok sevdim. Sen bilme canımın içi, bu sevginin adını sen bilme… Bilirsen kahrolursun. Bu sevdaya ben dayanıyorum ama sen dayanamazsın. Çünkü ben seni isimsiz bir sevgi ile sevdim. Dedim ya adına ister aşk de ister fazla sevgi can dostum…

Şimdi ben bu yazıyı, "hepsi bu kadardı hayatımın anlamı" diye bitirmeyi çok isterdim ama sana olan isimsiz sevgim ve bu sevginin sebep olduğu hüzün yüklü satırlar hiçbir zaman bitmeyecek. "Bir gün benden bu dünyaya kalan sadece bir mezar taşı olacak ve bunların hepsi benden sana bir hatıra kalacak can dostum"

Adem KOÇAKER

Kalemin Secdesi