İnsan

Kendi dışında tebessüm edip,

İçindeki gurbette yaşarmış insan.

Yağmur olup, çamur olup,

Bir hayale aldanırmış insan.

Gölgesine yaslanıp acıların,

Doğmayan günü beklermiş insan.

Hep aynı yerde bekler dururken,

Amansız sebepten.

Yabancı ellere çiğ düşüp,

Gözlerinden yaş alırmış insan.

Kendi yüreğinin kapısına konulup,

Kendi kendine el olurmuş insan.

Yel olup, sel olup, sevda olup

Ekim’e karışırmış insan.

Her sabah acıyla uyanıp,

Derbederliğe göç edermiş insan.

Aynadaki yüzüne yabancı kalıp,

Aklını aramaya çıkarmış insan.

Kor olan yüreğine kışı örtüp,

Baharında dökülürmüş insan.

Beyazlara bürünüp,

Mektuplar taşırmış insan.

Hayallerin peşine takılıp,

Oradan oraya sürüklenirmiş insan.

Canının içinden düşüp,

Paramparça olurmuş insan.

Günlere, aylara, yıllara ve anılara dağılıp,

Bir araya gelemezmiş insan.

Ekim'den Kasım'a ekilip,

Güneşe kardelen olurmuş insan.

Hep aynı yerde bekler dururken,

Amansız bir sebepten.

“İçimde Tarifini Bilmediğim, Anlatmaya Dilimin Yetmediği Bir Sıkıntı… Gözlerim Hazırda Bekleyen Yağmur Bulutları... Ya Sen Yoksun Ya da Ben Yokum.”

Âdem KOÇAKER

Kalemin Secdesi