Senden Sonra

Sevmekten bile sıkılıyor insan bir süre sonra. Sıkıldım ben senden. Sevmekten, sevmemenden, her şeyden. Tek bir gülüşüne saatlerce usanmadan bakabileceğim kadın aklıma gelince midemi ağrıtıyor artık. Değişiyorum, değişmeyen sensin bu sefer. Acıtamıyorsun artık bu karşılık beklemeden seven kalbi, beni, hiç olmayan bizi. Biz demesi bile komik geliyor artık bana, şaka olduğunu bildiğimden belki de... Gülüyorum istemsizce el ele dolaşanları gördükçe, yerine seni koyuyorum. Bir ben olamıyorum o elini tutan. Bir ben olamıyorum sevdiğin, bir biz olamıyoruz şu üç gün sevmelik dünyada.

Yokluğun oluyor bir yanımda, ben yokken. Canım kanıyorken onu yara bandımmış gibi sarıyorum kalbime, iyileştirir umuduyla. İyileştirmeyeceğini bile bile. Tüm bunları yokluğuna borçluyken yokluğundan medet umuyorum işte, uzak tutmak yerine. Tüm acınla seviyorum, inadına.

Belki de acıyı seviyor insan, acıya aşığızdır, bilemeyiz. Ruhumuzun kan akmadan kanamasını izlemek hoşumuza gidiyordur, kim bilir ? Ben bilemem, anlamıyorum artık insanları. Vazgeçtim etrafımı anlamaya çalışmaktan, senden sonra. Senden sonra işte, en yakınımdayken uzakta olmandan sonra.

Bana seni hatırlatıyor diye sevdiğim sağımın acımasından bile şikayetçiyim artık. Sağ yanım demek gelmiyor içimden, halen orada olmana rağmen. Oradan kolay kolay kopamayacağını bilmeme rağmen. İstemeden seviyorum artık, baskı altında. Yokluğunun bıraktığı bir şey bu, olmayışının kalbimdeki yan etkilerinden biri.

Yazmaktan da sıkıldım artık, sırf seni hatırlıyorum diye. Seni unutamayışımı gösteriyor diye. Kendime yenik düştüğümün bir göstergesi olarak görüyorum sevmeyişini satırlara dökmemi, çok sevmeme bağlamıyorum işte bir şekilde. Tek kadın senmişsin gibi sevmeme bağlamıyorum ya da başka bir şeye. Ben yokluğunu bile sevmiyorum artık, gidişini unutmadan.