Bir Not

Gün geçiyor en yakınım dediğin insanın artık en uzağında olduğunu fark ediyorsun. Her ihtiyacında uçarak gittiğin, beraber güldüğün, beraber ağladığın, her koşulda yanında olduğun insan artık senin mahvoluşunu uzaktan yabancı gözlerle izliyor. Tanımıyorsun gözlerini. O eskiden sana sımsıcak bakan, içini ısıtan, kalbinin deli gibi atmasına yol açan gözlerin artık öyle bakmadığını görüyorsun sonra.. Sesindeki soğukluk içini ürpertiyor bazen. Öpmeye bile kıyamadığın dudaklarının arasından dökülen buz gibi sözleri yakıyor canını. Kabullenemiyorsun ondaki bu değersizliğini. Kendin için berbat bir durum olsa bile hep onun için en iyisini yapmaya çalışmıştın, oysa bunca zaman nerede yanlış yaptığını düşünüp durarak geçiyorsun günlerini. O böylesine uzaktayken onsuz ve içten gülmek imkansız gibi geliyor değil mi? Yerine kimseyi koyamadığın insanın gözünde varlığının bile bir değeri yok aslında. Kabullenemiyorsun belki ama öyle, biliyorsun.. Tüm gün ''nerede, nasıl, ne yapıyor, kiminle'' diye düşündüğün insanın umurunda olmamak çok zor geliyor. Yorgun düşüyorsun beklemekten, özlemekten ama sevmekten vazgeçemiyorsun, haksızlığa uğrasan da..

Ve kısa bir not,

Ne az sev, ne çok;

Kaybetmek istemiyorsan..