Her an başka bir şan üzerine kuruludur

Gün içerisinde ne kadar değişiyoruz kim bilir? Kaç tane benliğe bürünüyoruz okulda, evde, işyerinde, otobüste, metroda, hatta aynı evin içerisinde farklı odalarda bile ruh halimiz birbirini tutmuyor. Sabah çok rahat kalkarız yatağımızdan, gün o kadar güzel geçecektir ki ''Bugün keyfimi kimse bozamaz'' deriz, akşam eve geldiğimizde de üzerimizde bir yük sanki dünyayı taşıyoruz ve bir tek sözü bile kaldıramadığımız an bizi karşılıyor... Ne acayiptir ki insanın dünyaya yaydığı enerji her an değişiyor aynı şekilde kendisine geri dönüyor, kah hüzünlü, kah sevinçli oluyor bazen de aniden üzerimize bulut gibi çöken karamsarlık ve birden yağıveren yağmurla rahatlama hissi... Hani ''İçimde bi sevinç var nedenini bilemediğim'', ''kuş gibi hafif hissediyorum kendimi'' ya da ''Vücudumu taşıyamıyorum'', "Dokunsalar ağlıyacağım niye böyle oldum acaba?'' diye kendi kendimize mırıldanırız ruh halimizi... Evrene yaydıgımız enerji mi, bulunduğumuz mekan mı yoksa birlikte olduğumuz insanlar mı ne olursa olsun insan an içerisinde anlara şahitlik yapar. O yüzden büyükler boşa söylememiştir 'her an başka bir şan üzerine kuruludur' diye... Ne kadar güzel, içerisinde hoşgörüyü barındıran karşımızdakini ve kendimizi anlamaya bir nevi de teselli etmeye yarayan bir söz, bir o kadar da gerçekçi... Tasalandığımız, canımızı taşımaya takatimizin kalmadıgı, kimseye katlanamadığımız zamanlar var ya; onlar üzerine çok düşünmeniz tavsiye olunmaz belki de  şu anda sizleri bu durumdan kurtaracak küçük dokunuşlar gerçekleşecektir ne bileyim bir bakış, bir gülüş, bir film, bir yemek vs.. Ve neden bu kadar çok değişiyorum diye de düşünmeyin çünkü HER AN BAŞKA BİR ŞAN ÜZERİNE KURULUDUR:))