Düşündüğüm Kuruntular

Bazen etrafımda olan biten bütün hengameye bakıyorum, herkesi izliyorum. Simit yiyen bir çocuğu, iplerin ucunu tutan iki küçük kız ile ortalarında zıp zıp zıplayan bir başka küçük kızı, sevgililerin birbirlerini tutan ellerini, yaşlı insanların insanları gözlemleyen gözlerini görüyorum. Ben de onlardan biriyim, belki de değilim. Benim de bunlardan bir farkım kalmamalı diyorum, onlardan tutunarak yaşamalıyım diyorum ama olmuyor. Kendimi oraya ait hissedemiyorum.

Bir şey var içimde beni benden farklı yapacak diyorum, halbuki onu da bulamıyorum. 

Sakat olarak doğmadım. Ya da kör olarak. Ya da sağır olarak. Ya da her şeyine sahipken beynini hareket ettiremeyenlerden olmadım. Ama bunların hiçbiri beni itmiyordu mutlu olmaya. Bu yönden bencil olabilirim.

Bilemiyorum. Buraya ait hissedemedim bu yüzden. Bir farkım olmadığı için. Bir şey yaşamadığım için. Beni ben yapacak bir şeyler bulamadığım için, uzak kaldım bütün insanlardan. Kendime ait hissettiğim tek şey, yalnızlıktı. Tutunabildiğim tek dalım, kendimdi. Benden başka bana güvenecek kimse yoktu.