Kendini Sevmek Ya Da Sevmemek

Üstteki başlık her ne kadar artık size klişe gibi gelen “olmak ya da olmamak” meselesini hatırlatsa da aslında tek gerçek budur; kendini sevmeye başlamadan, özgüven, alçak gönüllülük, saygı gibi pek çok meziyeti de kendinde bulamazsın! Bunu, Charlie Chaplin 70. Yaş gününde yazmış olduğu şiirde şöyle ifade etmiş:


Kendimi gerçekten sevmeye başladığımda,
Anladım ki,
Duygusal acılar ve keder, bir uyarıydı bana,
Kendi gerçeğime karşı yaşadığımı anımsatan.
Biliyorum, bugün buna “özgün olmak” diyorlar.

Kendimi gerçekten sevmeye başladığımda,
Zamanı gelmediğini,
Ve o kişinin hazır olmadığını bildiğin halde onu,
İsteğimizi yapmaya zorlamanın,
O insan kendim de olsam,
Ne kadar utanç verici olduğunu anladım.
Bugün buna, “kendine saygı duymak” dendiğini biliyorum.

Kendimi gerçekten sevmeye başladığımda,
Başkalarının hayatına özenmekten vazgeçtim,
Ve önüme çıkan zorlukların,
Olgunlaşmam için aşmam gereken engeller olduğunu fark edebildim.
Günümüzde buna, “bilgelik” dendiğini biliyorum.

Kendimi gerçekten sevmeye başladığımda,
Her zaman, her fırsatta,
Doğru zamanda, doğru yerde bulunduğumu anladım.
O andan itibaren de huzura erdim.
Bugün buna, “varoluşa saygı” dendiğini biliyorum

Kendimi gerçekten sevmeye başladığımda,
Kendime ayırmam gereken zamanı başka şeyler harcamaktan,
Geleceğe ilişkin büyük projeler yapmaktan vazgeçtim.
Bugün artık yalnızca bana keyif ve mutluluk veren,
Sevdiğim ve hoşuma giden işleri,
Kendime özgü yol, yordam ve tempoyla yapıyorum.
Günümüzde buna, “kendine karşı dürüstlük” dendiğini biliyorum.

İşinde üstün başarılar elde etmiş insanlar yahut şu çok özendiğiniz mankenler veya hayatta olmak istediğiniz kişi/kişiler-burada bile açıklama yapmak gerek. Zira olmak istediğiniz kişi başkası olmasın, olmak istediğiniz kişi daima siz olun ve diğerlerini sadece izleyin. Onlar gibi olmaya çalışmak ruhunuzu satmaktan başka bir şey değildir.- İşte o insanlar, hayatlarında en çok kendilerine zaman ayıran insanlardır, bunun için üstün başarı elde ederler. Ne kadar yoğun olurlarsa olsunlar kendilerine emanet edilmiş bedenleri ve ruhları onlar için daha önemlidir. İşte kendini sevmek burada başlar. Charlie Chaplin bile bunu yetmiş yaşına bastığı gün anlamış.

Kendimi gerçekten sevmeye başladığımda,
Sağlıklı olmayan her şeyden kurtardım kendimi.
Yemeklerden, insanlardan, nesnelerden, durumlardan,
Hepsinden önce de beni benden koparıp diplere çeken şeylerden.
Başlangıçta buna “sağlıklı bencillik” diyordum,
Bugün biliyorum ki, bu “kendini sevmektir."

Kendimi gerçekten sevmeye başladığımda,
Vazgeçtim,
Her zaman kendi haklılığıma inanmaktan,
Daha az yanılmaya başladım böylece.
Bugün anladım, buna “sade olmak” dendiğini.

İnsanların bazıları hiç bilmezler, kendini sevmek demenin ne demek olduğunu! Bunlar, kendini beğenmişlik ile kendini sevmeyi birbirine karıştıranlardır. Kendini sevmek, başlı başına insanın kendiyle yapabildiği bir müziktir, resimdir, sanattır. Zira kendinizi sevince, doğayı daha çok sevmeye başlarsınız. Hakeza insanlar ve hayvanların hepsini tüm kalbinizle seversiniz. Onlarda bulunan güzellikleri görmeye çalışır ve kendinizi sevdiğiniz gibi onları da seversiniz. Bu nasıl olur peki? Kendini sevmek; hatalarıyla, kusurlarıyla, yanlışlarıyla, eksiklikleriyle hayatınızı kucaklamanız ve kendinizi affederek, kendinize saygı duyup, kendinizi anlayışlı bir şekilde dinleyerek evrene açılan “sevmek” kapısının ilk kapısından geçmek demektir. Şu öğrendiğiniz çekim yasası ve benzeri daha pek çok şey önce kendini sevmek ile gerçekleşir. Kendini sevmenin ehemmiyetini anlamayan insanlar, hayatlarında son derece mutsuzdur. Zira kendilerine değer vermeyen insanlar yüzünden sahiden değersiz ve sevilmeye layık olmayan biri olarak görürler kendilerini her zaman. Dolayısıyla hayatlarının ipleri başkalarının elindedir. Onlar daima korkarlar, kendilerine faydalı olabilecek her insanı diğer herkes gibi pis ve kurnaz sanıp, hayatlarında olması muhtemel mucize dostlukların, aşkların, arkadaşlıkların fırsatını daima kaçırırlar. Sonra da suçlu arayıp dururlar ortalıkta…

Rahat ve huzurlu, sağlıklı ve iyi hissedeceğin güzel günler görmek istiyorsan, zoru başarmaktan kaçma. Kendini; almış olduğun her kilo, sahip olduğun her kıl, tüy, leke ve sivilce aynı zamanda boyunun uzunluğu ve seni sen yapan her özellikle kabul et, SEV… Bil ki bunu yapmak en zorudur. Zira kendini beğenmişlerden bile olabilirsin işi abartırsan! Fakat yine bil ki, seni bu karanlık ve sonunun olmadığını düşündüğün bataklı gibi günlerden kurtaracak tek formül budur: “KENDİNİ SEVMEK YA DA SEVMEMEK…” Çünkü sen de dahil olmak üzere herkes, hepimiz bir mucizeyiz ve Allah tarafından olmamız gereken en iyi şekilde yaratıldık. Bunu anladığında bunun yaşamak olduğunu da anlayacaksın, Charlie Chaplin gibi…

Kendimi gerçekten sevmeye başladığımda,
Düşüncelerimin beni zavallı ve hasta edebileceğini fark ettim,
Buna karşın yüreğimin gücünü yardıma çağırdığımda,
Aklım değerli bir ortak kazandı.
Bu ilişkiye bugün “yürek bilgeliği” diyorum.

Kendimizle ya da başkalarıyla tartışmaktan,
Çatışmaktan ve sorun yaşamaktan korkmamalıyız,
Çünkü yıldızlar bile bazen birbiriyle çarpışır
Ve yeni dünyalar oluşur.
Bugün bunun “YAŞAMAK” olduğunu biliyorum!