Soysuza

Birine yaktığımız yer gök,

Birine ettiğimiz feryatlar,

Birine bin ölüp bin dirilen ana;

Şimdi binlercesine yakıyorsa ağıtlarını,

Çocuklar şehit kelimesinin anlamını her şeyden önce öğreniyorsa,

Gözlerden yaş değil yürekten kan damlıyorsa tabutlara,

Evindeki çocuğunu yetim bırakıyorsa yiğit,

Ve evladını görmeden toprağın altındaysa bugün babalar,

Havaya mermi, aramıza soysuz, kalplere nefret karıştığındandır.


Doymuyorsa hain Mehmedimin kanına,

Yetmiyorsa verilen canlar bizi yıkmaya,

Görmüyorsa gözümüz vatandan ötesini,

Ve her al tabut güç katıyorsa arda kalanlara,

Yürekte iman, akılda millet, damarda asil kan olduğundandır.


Şeref yerini şerefsizliğe bırakmışsa,

Asker karşısına dikilecek yürek kalmadıysa kansızda,

Can acımızın gücümüzü katladığını bilmiyorsa sütü bozuk,

Ordu asker değil millet olmuşsa karşısında,

Ve her ayyıldızlı tabut birin beşin değil, milyonun omzunda taşınıyorsa,

Tekbir’i yol, şehadet’i söz, Allah’ı yön bildiğimizdendir.


Evlat acısını vatan yokluğuna tercih etmişse analar,

Ağlarken uğruna gittiği yola şükrediyorsa bacı, kardeş,

Şehit olmak nasip olsun diye dua ediyorsa 20lik körpeler,

Kundakta öğreniyorsak millet aşkını,

Ve toprak dönmediyse hala kırmızıya,

Ana, baba, yaşlı genç; kanla yoğurduğundandır bu vatanı.


Gözler görmez,

Kulaklar duymaz ,

Diller söylemez olursa birgün vatanı,

Vazgeçersek toprağımızdan,

Tabut taşımaya mecal kalmazsa omuzlarda,

Doğmamış son Türk’ü de yok ederseniz ancak,


Öyle solursunuz bu şeref kokan havayı,

Öyle bırakırsın sütü bozuk evlatlarını yurduma.


Son sözüm sana soysuz;

Geberirsen yurdumun bir yerinde,

Kalırsa bozuk kanın ortalıkta,

Olur da gömerse biri o mayasız bedenini,

TOPRAĞIM LEŞİNİ DAHİ KABUL ETMEYECEK!