Âh Vefa

Âh vefa...

Âhde vefa...

Hayatımın sonuna kadar tükenmeyecek bir şey seçebilecek olsam sonsuz vefayı seçerdim. Güven hissettirir bana. Başımı dayayacak bir omuz gibi... Zora düştüğümde omuzumdaki el gibi... "Ben yoruldum sen devam et" der gibi... Yalan olmadığını bilir gibi...

Kelime anlamı bağlılıktır vefanın. Fakat sevgide bağlılıktır. Sadakati gerektirir. İyiliği unutmamayı, sözünde durmayı, imkânlar dahilinde kapı açmayı ve açılan kapıyı açık tutmayı gerektirir. 

Dostuna sahip çıkmayı gerektirir. Zaten dost deyince aklımıza gelmesi gereken ilk şey vefa değil midir? 

Tabiiki öyledir.

Ama her yiğidin harcı değildir.    

Yürek işidir vesselâm. Zor zanaattir.

Asil bir duygudur işte.

Dosta duyulur, seni yetiştiren aileye duyulur, doyduğun toprağa duyulur, geçmişe duyulur... Her şeyden öte bizi insan olmakla şereflendiren Yaradan'ına...

Ne diyor bir cihan bilgesi Mevlana:

"Vefa nedir bilir misin? Vefa arkanda bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamandır. Vefa; dostluğun asaletine, bir dua sonrası verilen sözlere, hayallere ihanet katmamandır. Vefa; ötelerin sonsuz mükâfatı karşısında cehennemi hafife almaman, ulvi güzellikleri dünyaya satmamandır."

Vefalı olun.

Vefayla kalın...