İlişkilerin En Tatlı Basamağı

Kalemi elimde yavaşça çevirmeye başladım. Heyecandan kalp atışlarım kulaklarımda uğulduyordu. Kitabım önümde, gözlüğüm gözümde, post itler masaya yayılmış bir şekilde tam olarak ders çalışma pozisyonundaydım. Derin bir nefes alarak önümdeki kitaptan bir cümle okudum.

Evlilik kişiyi ergin kılar.

Aldığım derin nefesi ciğerlerime hapsederek arka taraftaki kıpırtıyı dinlemeye başladım. Tuğla kalınlığındaki kitabın kapanırken çıkardığı tok ses boğazımdaki yumruyu harekete geçirmişti. Birazdan ayağa kalkıp yanıma gelecekti. Odaklanmış bir şekilde ders çalışıyor görünmeliydim. Kuruyan dudaklarımı yalayarak sırıtan ifademin yerini ciddiyete bıraktım. Sandalyenin zeminde çıkardığı gıcırtıyla gözlerim büyüdü. Saniyeler kalmıştı!

Evlilik kişiyi...

Evlilik...

Hadi ama daha iyisini yapmalıydım! Kalemi kitabın satırlarında dolaştırırken kütüphane ciddiyetine bürünmeye çalıştım. Sanki arkamdaki varlığı umrumda değilmiş gibi... Saçlarımla kapattığım sol yanımdaki silüetini görmemiş gibi kitabın satırlarında gezdirmeye devam ettim kalemimi. Dizlerini kırarak oturmuş başı bir tarafa yatık bir şekilde sırıtan sevgiliye bakmamak için dişlerimi sıkmaya başlamıştım.

"Şişt kız, yorulmadın mı?"

Hafif bir ürperme gösterisinin ardından gözlerimi büyütüp kocaman bir sırıtışla güzel yüzüne baktım.

"Korkuttun beni. Ne zaman geldin sen buraya?"

Sanki her hareketini dedektif edasıyla takip etmemişim gibi!

"Az önce geldim ama derse bayağı odaklanmışsın, keşke ben de senin gibi olabilsem."

Sözlerine omuz silkerek karşılık verdim.

"Gel, biraz nefes alalım."

Düşünüyor gibi başımı kitabıma çevirdim. İşin aslı, tamam demek için çıldırıyordum.

"Çaylar benden ama..."

Bir de ikna etmeye çalışıyordu. Daha fazla uzatma, diyen iç sesimi memnuniyetle dinleyecektim.

"Bu teklife nasıl hayır diyeyim ki?"