Savaşın Masumları

Savaşın en masumu şüphesiz ki çocuklardır. Hatta dünyada yegane masum olan tek şey "çocuk" tur. Peki ya savaşta çocuk olmak nedir? Nasıldır ? Hatta niyedir? Daha kendini bile bilmezken savaşı öğrenmek hangi vicdanı sızlatmaz? Yaşıtları oyuncaklarıyla oynarken mermilerle burun buruna yaşamak.. Anne baba demeyi öğrenmeden belki de imdat demeyi öğrenmek. Kırmızıyı sadece kan rengi bilmek. Bomba seslerini ninni diye duymak. Anneni sürekli ağlarken görmek. Ya da çoğu akrabanı daha tanıyamadan kaybetmek.. Ağlama ve ağıt sesleri arasında büyümek. Sokakta bakkala koşan arkadaşlarını değil de elinde silah taşıyan düşman askerini görmek. Sebepsizce ölen insanların şehadetine şahit olmak. Yaşıtlarına filmlerde bile izletilmeyen o dehşet anlarının tamda ortasında olmak.

Savaşın çocuğu olmak... Ne senin başlattığın ne de seninle son bulacak acımasız savaşın mecburi kahramanı olmak. "Neden ben? Neden benim ülkem?" diye soramamak.

Sanırım en adaletsiz olanı da dünya denilen yerin kandan başka rengini tanıyamadan sadce savaştan ibaret sanarak hayata gözlerini yummaktır savaşta çocuk olmak.