Ankara'da Sabah Oluyor

Image title

1981 yılında Almanya’nın Köln şehrinde dünyaya geldim. Annem Alman, babamsa Türk’tür. Yıllarca babamın ne iş yaptığını bilmeden yaşadım. Her zaman iş seyahatlerine çıkardı. Her gidişinde annen sana emanet gidipte dönememek dönüpte bulamamak var derdi. İşte o günlerden biri yaşandı ve babam eve gelmedi. Dört yıl babamın gelmesini bekledik ama gelmedi. Küçük yaşta terk edilmenin verdiği umutsuzlukla içe kapanık bir çocukluk dönemi geçirdim. Bir sabah uyandığımda annem bana babamı bulmamı istedi. Babamın Ankara’da doğduğunu, Hacettepe Üniversitesini bitirdiğini biliyordum o yüzden Ankara’ya biletimi annem çoktan almıştı, bana sadece gidip onu bulmak kalıyordu. Anneme giderken gidipte dönmemek dönüpte bulamamak var demedim çünkü babam öyle demişti ve dönmemişti, belkide dönememişti. Ama ben onu bulup dönecektim.

Türk olmama rağmen ilk defa Türkiye’ye gidiyordum. Hemde babamın büyüdüğü şehre gidiyordum. Ankara’ya vardığımda annemin bana verdiği adresi taksiciye gösterdim çakma Türkçem ile kendimi zor ifade ediyordum, halden anlayan taksici beni verdiğim adrese yirmi dakika da ulaştırdı. Apartmana girdim üçüncü katın ziline bastım yaşlı bir teyze çıktı. Kibar bir dille söze başladım. Rahatsızlık verdiğim için özür diledim babamı aradığımı onu tanıyıp tanımadığını sordum. Teyze, bana anlamsız surat ifadesi ile uzunca bir süre baktı ve içeri gelmemi söyledi. Hemen içeri girdim doğru yere geldiğimi anlamıştım. Evin heryerin de tablolar vardı. Bu yaşta bir kadın için fazla sanatsaldı, yanlızlığını böyle gideriyor olabilirdi. Belki yanlız bile değildi. Bu beni ilğilendirmiyor. Yanıma oturdu aradığın adam bir zamanlar benim kiracımdı uzun yıllar çocuğum gbiydi yanlızlığıma arkadaş oldu. İyi bir delikanlıydı, gönlünü bir Alman’a kaptırdı ve çekip gitti buralardan dedi. Annem den bahsettiği belliydi. Neden aradığımı sordu. Ben oğluyum dedım. Yaşlı teyze çok duygulandı gözyaşlarını tutamadı mırıldanır bir şekilde buraya geldiğin de senin yaşlarındaydı senin gibi yakışıklı ve masum bakardı. Yaşlı işte diye düşündüm bunda ağlayacak ne var ki. Onu nerede bulacağımı sordum. Hiç beklemediğim bir cevap verdi yaşlı teyze onu arama o senin içinde dedi.

Otuzbeş dakikadır konuşmadan bekledik. Yerde ki eski halının desenlerini elli defa saymıştım. Yol yorgunusun misafirim ol dinlen dedi. Bu teklifi fırsat bildim yaşlı teyze mutfakta çay demlerken etrafa bakıp elle tutulur birşeyler bulmalıydım bu kadar yolu boşa gelmedim babama ulaşmalıyım en azından bizi terk ettiği için yüzüne tükürme hakkım vardır diye düşünüyordum.

Salon dan çıktım. Hemen yandaki küçük odaya girdim. Tek kişilik yatak kitaplık ve küçük dolaptan başka eşya yoktu zaten bu odaya ancak bunlar sığardı. Genç birinin odası olduğu belliydi. Bana yanlız olduğunu söylemişti nereden çıktı simdi bu oda yaşlı teyze yalan mı söylemişti. Sırtıma bir ürperti girdi korkuyormuşum gibi oldum yok canım koca adam neden korksun. Duvardaki fotoğrafa baktığım da kendimi gördüm önce ayna sandım sonra dikkatle bakınca benim fotoğrafım olduğunu anladım. Benim fotoğrafımın bu evde ne işi vardı.

Yaşlı teyze biranda arkamda belirdi, elinde kırmızı bir bardakta su vardı, bana ilacını al oğlum, üzme beni dedi. Duvarlar üzerime geliyordu nefes almakta zorluk çekiyordum, beynime ağrılar girmeye başladı. Kimim ben bu kadın kim beni nereden tanıyor, buraya nasıl geldim hatırlamıyorum ayaklarımın bağı çözüldü, sendeledim yere düşmemek için yatağa tutundum. Kimim ben. İsmim ne benim. Lanet olasıca adım ne hatırlamıyorum. Yaşlı teyzeyi itekledim elindeki bardak yere düştü, bardağın kırılma sesini duydum koşarak evden çıktım. Üçüncü kattan aşağı koşar adım indim sokakları, caddeleri hatırlamıyordum koşmaya devam ettim hiç durmadan koşmak istiyordum.

Gözlerimi açtığımda bankta yatıyordum sabah olmak üzereydi. Nerde olduğumu anlamak için etrafıma bakındım. Çok geçmeden Güven Parkta olduğumu anladım. Annem beni merak etmiştir. Yine çok içmişim bank köşelerinde sızıp kalmışım gerçi dün geceyi hatırlamıyordum. Koşar adımlarla evin yolunu tuttum sabah namazına kalkmışsa tekrar uyumadan yetişirim. Üçüncü kata çıktım anahtar taşıma adetim olmadığı için zile bastım yaşlı annem kapıyı açtı ve hoş geldin oğlum dedi...