Eskiler Hala Güzel

Eskiler, eskiden güzeldi. Peki gelecekte de ‘Eskiler eskiden güzeldi.’ Denilecek mi acaba? Yoksa sadece şuana mı mahsur? Eskilerin güzelliği. Aslında bana kalırsa eskiler hala güzel. Eskileri taşıyamasakta bugünümüzde. Onu hissedebildiğimiz yerde güzel o eskiler. Mesela Türkan Şoray hala güzel. Al Yazmalım’ı açtığımızda Kadir İnanır hala aşık. Kemal Sunal bizi hala güldürüyor. Ya da bir yerlerde birileri hala Barış Manço dinliyor. Peki sonrası?

Bayramlarda dedelerin evine eski sıklığında gidiliyor mu? Yada kandil, bayram dinlemeden çocuklar dolaşıyor mu mahallenin kapılarını? Ya da şunu sorayım kaç kişi tanıyor kapısının karşısındaki yabancıyı? Hala adam olacak çocuklar diye bir program var mı? Yoksa hiçbir çocuğun kaybetmesine izin vermeyen Barış Manço artık bugünde yok mu? Çocuklar şimdi taso, misket oynuyorlar mı? Yoksa arkadaşları bile gerçek olmayan bilgisayar mı zaman harcadıkları? Öyleyse gelecek geldikçe hayat sahteleşiyor diyebiliriz değil mi?’’ Nerede o eski bayramlar’’ diyeceğim bende dedem gibi. Dedelerimiz gibi…

‘’ Amca bende bu kadarcık para var. Buna ne olur?’’ Samimiyeti kalmadı artık değerlerimizde . Ya da çayı sepetle alt komşusuna uzatan komşuluklar kalmadı. Atatürk’ü görmek için imkansıza yürüyen Aşık Veysel de kalmadı. Aslında yoluna yürüyecek bir Atatürk’te şu an yaşamıyor. Peygamberimiz dışında her şeyiyle bize öncü olan da yok açıkçası. O dizilerdeki ufak sahnelerde gözünü kapatan masum insanlarda oldukça azaldı. Ne zamandır masum bir aşk doldurmuyor gözleri. Özlüyoruz bazen şu sözleri

Sevgi neydi? Sevgi iyilikti, dostluktu, sevgi emekti..

Durursam bir daha kurtulamam..

Ziyanı yok, gülüşü yeter bize..

Yüreğim kaydıysa günah mı?..

Çamura saplansam yardıma gelir misin?..

Elini tuttum sıcacıktı, yüreği elindeymiş gibi..

Elinden tutuversem benimle gelir mi?

Seninim işte, alıp götürsene beni..

Elveda asya, elveda selvi boylum al yazmalım, elveda..

Bitmemiş türküm benim..

Yada özlenen; Can Yücel gibi babasına böylesine hasret şairlerin, böylesine şiirlerini:


Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim

Bu sevdalar,şiirler eski de artık. Ya da yaşama sevinciyle tutuşan Orhan Veli Kanık.

Sokakta giderken, kendi kendime
gülümsediğimin farkına vardığım anlarda

İnsanların beni deli zannedeceğini düşünüp

gülümsüyorum...

Bu yüzden şimdiler de güzellik azaldı. Hala bir yerlerde içini ve kendini güzel tutan insanlar var. Yok değil ya insan bazen denk geliyor. İşte sırf bu yüzden bu dünyanın yaşanılabilir bir tarafı hala var. Ama bence; Her şeyin eskisi. Dostun değer bileni.