Sabahı Bekleyenler

Çok bekledik sabahı.. Sevdiklerimizin yüreğimize bıraktığı o hissiyat idi sanırım bekleyişlerimizin sebebi. Belki beklentimiz rıza-i ilahi idi. Kimbilir belki de dünyevi bir sevda idi. Ama şurası kesindi ki o bekleyişler sevdadan idi. Üzdüklerimizin ahları mıydı bu uykusuzluklar yoksa tükettiğimiz yıllarımızın sitemi mi? Yoksa gurbet sancısı mıydı bizimkisi? Sevdiklerimizin gittiği yanlış yönler miydi? Hayır hayır biliyorum bu hepsiydi.

Gurbetlik çekenler çok iyi bilirler ki o güneş bir türlü doğmayı bilmez. Her şeye rağmen o sancılar bitmez ve öğrenirsin Rabb'inden başka kimsen olmadığını en iyi o sabahlarda anlarsın. Hayatın koşuşturmacasında gözardı ettiklerini o vakit anlarsın. Geceler.. düşünmek için çok uzun tebessüm etmek için çok kısa olan o geceler..

Neden tüm bu duygular gece gelir ki? Neden canın en çok geceleri yanar? Çünkü gece sen SENSİNDİR. Gündüzleri bir başkası gibi davrandığın saatler bir bir tükenmiştir. Artık sen ve vicdanın baş başadır. Kırdıkların, üzdüklerin, üzüldüklerin, sevapların, günahların veballerin... Hepsi toplanmış ve senden hesap sormaktadır.

Allah'ın bize bahşettiği en güzel şeylerden biri sevgi diğeri vicdan azabıdır. Denebilir vicdan azabı kötü bir şey nasıl güzel olabilir? O azap ki birçok bataklıktan bizi çekip alan değil midir? Ne yapıyorum nereye gidiyorum bu gidişat nereye ey aciz dedirtendir. Ve bunları diyebilecek en güzel zaman gecedir. Hani şu bir türlü aydınlanmayı bilmeyen gece.

Kırdığımız kadar kırıldık o gecelerde üzdüğümüz kadar üzüldük ve haliyle yorulduk biz o gecelerde. Lsakin şükretmeyi hiç ELDEN bırakmadık. Böyle gecelerde ELİNİZDEN geleni yapın ve dua edin...