Dinle Ey İstânbul

Sen bir şehr-i aşksın , vuslat yolunda ,

Ben , vuslatına yol arayan bîçâre ..

Hadi söyle hüzün şarkını bensiz ,

Sana gelmeden , geçmez ki bu yâre .

Sensizliğe dayanacak ne gücüm kaldı , ne mecâlim ,

Ben , sensiz öz bedenimle serserîyim .

Sen bana o kadar uzak , bi o kadar yakın ,

İçimdeki mısralar varıyor sana , akın akın .

Seni sevdiğim gibi sen de beni sever misin ?

Hâlimi bir kez olsun benden dinler misin ?

Muhammed Mustafa (s.a.v ) senin adını söylediğinden mi ,

 Ve , Fatih seni fethettiğinden midir , bilinmez .

Yıllar geçse de , bu kalpten yâre silinmez .

Aşkımın meâli ol , hadi essin rüzgârın .

Senden alıkoymaz beni artık vefâsızlığın .

Hadi yak boğazının ışıklarını yeniden !

Yürek yaralı senin için tâ derinden ,

Ömrümden sana giden yollar kapalı .

Gönül sana vuruldu vurulalı .

Ne melodini işittim ne bahar sesini ,

Ben sadece kalbimde hissettim seni .

Adına ne şarkılar ne şiirler yazıldı ama ,

Yetmedi senin gül-i cemâlini beyâna .

Karaya çarpan su misâli coştu gönlüm , duruldu .

Bu âciz , bu divâne , bir tek sana vuruldu .

Hadi aç artık yollarını şehr-i şâhım .

Benim derdime yalnız sensin dermânım .

Yokluğun ölümüme âşikâr fermânım .

Hadi al beni yokluğundan  ölüme , gizlice .

Artık ister canımı al ,ister sol yanımı İstanbul..

Ben artık geldim sana kalbimle ,

Hadi ruhumu hapset al beni yanına , sessizce ...