Hayalhanem


Kaybolmak istedim çayın deminde.

Öyle ki, bulamasın beni hiç kimse

Kaynar sular dökülsün üstüme,

Dökülsün ki belli olsun rengim

Çıksın ortaya kızıllığım,

Ve bilsin herkes!

Akşam güneşinedir hayranlığım.

Rengimi tavşan kanından değil,

Rüyayı bozan demden almalıyım

Ya da bir şehit kanından, ya da

Yaralı kuşun kanadından sızandan

Ya da, ”da” ayrı her zaman…

Zaman zaman hatırlamalıyım

Olgunlaştıkça canımı acıtanları.

İç sesimi susturmak ne mümkün,

“demlendikçe sen de acıt çayın tadını”

Kısasa kısas demek…

Demek ki bekleyen her bir yürek,

Mükafatı bayat çay olarak tahayyül edecek.

Söyle, o zaman bu kadar zulme kim sabredecek?

Karanfil bile kâr edemeyecekse tadıma

Hafifletmeyeceksem kimsenin acısını

Ve bir daha istenmeyeceksem ince belli bardakta

Gülhanede olsam ne olmasam ne,

Bakır demlikte içilsem ne içilmesem ne…

Haydi çaycı, doldur çayları

Herkese benden çay!

Buram buram tütüyor efkâr.