Vera'yla 4: 'Beklenen Hasbihal'

Aksilik çıkmasa olmaz. İşler yoğunluk hep olmak durumunda. Sözleşmiştik oysaki ama bekletmeliyim, biraz ayıp oldu galiba. Şükür tek değil arkadaşı Kuş yanında. Kuş'un neyden ne kadar haberi var bilmiyorum ama güveniyorsa sıkıntı yoktu. Hoş mesele neydi ki güven aranacaktı?Akılda bişileri bu gizli sınırlı hallerde netleştirmek zordu tabi. Çekinmemek elde değildi. Bazen yazdıklarıma kızıyordum hatta bazen tam anlamıyla ona yazarak onu bu dehlize sürüklediğim için kızıyordum. Onu zorluyomuşum gibi gelse de biraz daha aşmıştık sanki meseleleri.En azından bazen sen diyebiliyordum, ünvansız ismimi de duymuştum ondan :) Aklıma hiç gelmezdi bu konunun buraya geleceği.Tanımak istemiştim o günden sonra hep evet ama böyle olması,şaşırtıcıydı.. Vera'yı gözlemlemek istiyordum, belki bu sayede anlaşılır, sorulara cevaplar getirilebilirdi. Geldim nihayet, içimde ayrı bi duygu hissettim galiba biraz heyecandı hatta. Yazdım ama göremedi başta beni. Kuşu farkettim, o da beni.

İşte orda. Farkettiğini belli etmek için eliyle selam bile verdi,heyecanını o kadar uzaktan hissedebilmiştim. Otursam daha iyi olacak,yoksa o kısa senaryo gerçek olacaktı. Oysa az da olsa öyle kalmalıydık. Bilmeliydim muammanın,onun bi hayal olmadığını. Sesi titriyor! Direk uzatıvermişti 'Merhaba'sıyla sarı paketi. O on saniye içinde ne yapması gerektiğini düşündü galiba,ayağa kalkmamıştım ben. Yüzüne bakıp selam vermiş,içime kapanmıştım. Galiba otursun istediğimi anlasın diye. Oturuvermişti yanıma... Özrümü dilemiştim hemen. O biraz telaşlı haliyle gözlerini hafiften yere çevirerek mühim bi mesele mi diye sordu, ben ona göre her zamanki halimle ayrıntı vermeyip özrümü yinelemiştim:) Biraz sessizlik olmuştu,yüzyüze baktığımız o anda gözlerim muhtemelen kısılmıştı ki, ellini yüzüne kapatıp 'Nasıl da denk getirdik Güneş'in karşısına oturmayı!' dedi narin sesiyle :) Yüzümü bi tebessim alıvermişti. Biraz sessizce gözlemlemiştim. Şahsına yabancı düştüğü o esnada o kadar heyecanlı saf, adeta bi çocuk kadar masum olması ve hızlıca akması kelimelerinin tebessümler bırakıvermişti yüzüme.. Sesi tekrar titredi, hayatta aklıma gelmezdi diyince ben hayat işte diye hayretini söze dökerken.Yönümün ona dönük olması daha bi telaşa büründürdü galiba. Aniden dönüp gözlerime dokunuverdi 'Gideyim ben o zaman' diyiverdi. Susmuştum. Yüzümü hala onun tarafına kilitlemişken o ellerine kaydırıverdi gözlerini. Sesim çıkmadı. Ne desem seçemedim, belki de gidip geldim iki cevap arasında.Ya da zaman kazanmak istedim.. Bu sefer daha net tekrarlamıştı bi soruya dönüşen cümleyi. Suskun kalmak olmazdı. 'Bence bana sormayın,yoksa cevabımı biliyorsunuz.' dedim ve güldüm. Biraz netleşmişti böylece suskunluğum. O da ayaklanmıştı çoktan. Son sözleri meçhul aklımda. Tek bildiğim elime kendisinden narin parçaların, düşünüldüğümün küçük kanıtlarının bırakıldığıydı. Eyvallahlar çıkıverdi bolca ağzımdan. Kuş'a doğru yürüdü sonra. Ben bi süre daha oturdum. O giderken ben o beş dakika dışındaki hayatıma dönüvermiştim.