Teşekkürler Kelebek

Yine bir sürü heyecanlı söylemin ardından, yanındaki çocuğun ona verdiği tek tepki “Anladım…”dı; ama o biliyordu ki, yine anlamamıştı. Bu yalnızca, çocuğun hep yaptığı bir geçiştirme yöntemiydi. Küçük kız, umursamamış taklidi yaptı ve adımlarını izleyip yürümeye devam etti. Kaldırımın taşları ne de küçüktü böyle. Çizgilere basmadan yürüyemiyordu küçük kız. Durdu ve enerjisi sömürülmüş hayallerinin çiziklerini bir kenarda okşadı. Yara bandı olan var mıydı? Ya da sesini duyan?
Tüm o klişeler dönüyordu etrafında. Baksana aynı laflar, aynı kandırmaca… Devamlılıktı, yaşamın sürekliliği için gerekli olan. Aynılık değil, anlamıyorlardı. Kaldı ki doğada bile her şey, her saniye yeniden yaratılıyordu. Tüm bunlar, küçük kızın tek bir off…una birikti ve havaya karışıp gitti. Gitmesine gitti de, bu dönmeyecek demek değildi. Kelebek etkisi, suretini gösterdi.
Saat hızlandı. Zaman, mekâna sığmadı. Öyle ki yürüdükleri yol, bu okuduklarınızın yazdığı kâğıda çıktı. Küçük kız şaşkınlıkla döndü ve başladı: “Bir kâğıtta yazılıymış adım. Burada sanki daha bir başkayım. Adımın yazıldığı yerde, aslında tüm hayatım. Duyduklarım, üstüme konulmuş bir kahve bardağının bıraktığı iz kadar. Aslında henüz beyazım. Yazılarım okunuyor hâlâ, hatta daha bir kahve kokuyor şimdi bu vesileyle. Biri gelip ateşe bile verdi geçenlerde. Yanmış kenarlarım bir yana, kendi üstüme sıktığım parfümle, nostalji olmuş bir aşkın mektubu olabilirdim belki de. O iki kişiden bahsetmek zevkli olurdu bence. Birinin diğerine, nasıl da etrafa şiir sıçratarak baktığını fısıldardım kuyulara. Benim şarkı söyleyen kuyularım yok, o yüzden sır olarak kalırdı bu da. Tek sır da bu olmazdı üstelik. Dipnotlarımı okuyan, kimseye bahsetmediğim insanlarımı da bilirdi. Göz hizama, yalnızca birine bakıp çıkmak için giren ama benim çoktan misafir ettiklerimi… “
Anladım’lar çoğaldı bundan sonra. Kelebeğin ömrü 1 gün, bıraktığı değişimler zinciri sonsuza kadardı. Bu yüzdendi ki bu anladım’lar, kızın başta duyduğuyla aynı değildi. Kız gülümsedi: “Teşekkürler kelebek!”