Unutmak için kalbi yakmak gerek

Ne hissettiğimizi bilmediğimiz zamanlar olur kimi zaman...

Ben seni düşünürken içimde kıpraşan kelebeklerin yerini hüzün aldı. Eskisi gibi değildi. Kimse eskisi gibi kalmaz. Kalamaz daha doğrusu. Bunu beklemek tren istasyonunda vapur beklemek gibidir. Gelmeyeceğini bilirsin fakat beklersin. Bazen kendi değişikliğimizi de göremeyiz. 

Aslında konu sensin...

Seni unutamayışım. Beni her seferinde farklı birine çevirmen. Gün geçtikçe kendimden eksilen parçalarla yoluma devam ediyorum. Sen bunun farkında değilsin belki. Ben seni düşündükçe yoruluyorum kimi zaman. İpin ucunu kaçırıp ne yapacağımı bilmiyorum. Bir yanım sev derken bir yanım unut diyor. Zordur karar vermek bu kadar sevdiğin birini unutmaya.

Sen hiç duygularınla mantığının savaşını izledin mi?

Cevap olumsuzsa bilemezsin. Bu acıların en bıçaklı en kanlısıdr. Gün geçtikçe insanı tüketen türdendir. Ne hissedeceğini bilememendir. Sen tarafsız kalamazsın. Fakat bu seçim bize bıçak gibi saplanır. Ben seni unutmaya çalıştıkça daha bir çıkmaza giriyorum. Çıkmaz sokakları bilirsin yoktur bi çıkışı daha çok dibe çökersin. Bu öyle bir çöküştür ki ne oluyorum demeden ne haldeyim dersin. Bir anda mutluyken hüzün bulutları kaplar içini. Kimseye bir şey anlatamazsın. anlatacak kelimeyi seçemezsin çünkü. Hüzün bulutları dağılırken yerine buruk gülümsemeye bırakır eyvallah der geçersin belki. Bazen çakılı kalır bir şey yapamazsın. Zordur unutmak . Unuttum diyorum seni. Sonra çıkıp karşıma bakıyorsun. Ben tekrar o bakışlarla coşkulanıyorum.

"Zordur unutmak. Unutmak için kalbi yakmak gerek..."