Gözyaşı

Gözyaşı... Gözden akan bir su taneciği. Kimisi sessizce kimi ise hıçkırıklarla akar. Belki yanağına düşer, damlası ama kalbe düşen bir kor gibi yakar kalbi. Nedendir bunun sebebi bilinmez. Gözyaşlarınla boğulmak istersin. Ne gözlerine ne de kalbine hükmün geçer. Ne gözündeki yaşı durdurabilirsin ne de kalbinde yanan yangını. Sevmek, aşık olmak uzak kavramlar olmalıdır. Kaç kitap yazıldı şimdiye kadar aşkla ilgili. Hepsinin hüzünlü ve ağlamalı bir sahnesi vardır, illaki. Sevmek ya da sevmemek, üzmek ya da üzülmek aşkın temel kanunlarıdır. Ya sevilirsin ya üzülürsün ya da ağlamaya mahkum bırakılırsın. Sessizce bir köşede mutluluğu aramak için çırpınıp durursun. Ya sana çok yakındır aşk ya da çok uzak. Ama göz yaşlarını dindirebilecek kadar masum değildir. Daha da arttırabilecek, yüreğine ateş düşürebilecek kadar tehlikelidir. Ya gözyaşlarının akıttığı selde boğulursun, ya da kalbinin yaktığı ateşte yanarsın.